Maxus e-Deliver 3 Türkiye’nin En Fazla Tercih Edilen
Elektrikli Ticari Aracı Oldu
Maxus “Elektriğin Bereketi” Dedi ve Lider Oldu
Maxus, 2023
yılında Doğan Trend Otomotiv güvencesiyle “Elektriğin Bereketi” diyerek giriş
yaptığı Türkiye’de, yüksek verimlilik arayan firmaların tercihi oldu. Temmuz ayı
sonu itibarıyla Maxus e-Deliver 3 modeli, ulaştığı 220 adetlik satışla pazardaki
payını yüzde 42’ye çıkardı ve en çok tercih edilen model oldu.
Dünyanın en büyük otomotiv
üreticilerinden SAIC bünyesindeki İngiliz orijinli köklü marka ve elektrikli
ticari araç üreticilerinden Maxus, kısa süre önce giriş yaptığı Türkiye’de yeni
elektriklenen ticari araç pazarında dikkat çekiyor. Maxus, e-Deliver 3 modeli
ile özellikle şehiriçi operasyonları ağırlıklı olan ticari işletmelerin radarına
girmeyi başardı. Sürdürülebilir mobilite vizyonuna kararlılıkla sahip çıkan
Doğan Trend Otomotiv’in Türkiye’de temsil ettiği marka, yılın ilk yarısında
kendi segmentinde zirvenin sahibi oldu.
Elektrikli ticari araç dönüşümü başlıyor
Doğan Trend Otomotiv Elektrikli Ticari Araçlar Satış Direktörü Cem Aşık, “Ticari araçların
elektrikli dönüşümü henüz çok yeni bir olgu. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz
segment şu an için dar bir segment. Bununla beraber ülkemizin ihtiyaç duyduğu
verimlilik ve dışa bağımlılığın azaltılması açısından ticari araçların
elektriklenmesinin çok önemli olduğunu biliyor ve gelecekte daha hızlı bir
büyüme trendi yakalayacağına inanıyoruz” dedi ve şirket olarak bu vizyona katkı
sunmaya çalıştıklarını iletti.
“Elektriğin Bereketi”
lider oldu!
2023’te ülke lansmanı
yapılırken ürünün özelliklerini ve kullanıcı faydasını en yalın ifadeyle anlatacak
şekilde “Elektriğin Bereketi” sloganını benimseyen Maxus, Türkiye’deki ilk
modeli olan %100 elektrikli e-Deliver 3 ile elektrikli hafif ticari araç
pazarının ilk sırasında yer aldı. 2024 senesinde ilk yedi ay sonunda 220
adetlik satışla pazardan yüzde 40 üzerinde pay alırken yeni e-Deliver 5,
e-Deliver 7 ve e-Deliver 9 modellerinin de katkılarıyla öncülüğünü sürdürmeyi
hedefliyor.
İngiltere’de 1896’da
kurulan ve 2009 yılında otomotiv devi SAIC çatısı altına giren Maxus, Avrupa’da
20’den fazla ülkede operasyonlarını sürdüren ve geniş bir ürün gamına sahip bir
marka olarak 2024 yılının ilk yarısında Avrupa’da elektrikli van ve pick-up
pazarında yüzde 5 pazar payına ulaştı. Türkiye’de 20’nin üzerindeki noktada
satış ve satış sonrası hizmet veren marka ülke çapında kapsama alanını
genişleterek çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
Yakıt giderlerini düşürmek
isteyen işletmelerin tercihi
Elektrikli ticari
araç dönüşümü tüm dünyada henüz yeni başladı. Üreticiler yeni alternatifleri
piyasaya sunmaya çalışıyor ve her yeni modelle birlikte farklı bir müşteri
segmentinin ihtiyaçları da giderilir hale geliyor. İşletme giderleri arasında
yakıtın önemli yer tuttuğu firmalar öncelikli olarak elektrikli araç tercih
etmeye başladı. Her yeni modelin farklı müşteri gruplarının ihtiyaçlarına hitap
edeceğini aktaran Elektrikli Ticari Araçlar Satış Direktörü Aşık: “Maxus, çok
uluslu kuruluşların yanı sıra, şehir içi dağıtım yapan işletmelerin ilgi
gösterdiği bir marka haline geldi. Maxus’un yenilikçi ve çevre dostu araçları,
kargo taşımacılığı ve dağıtım sektörlerinde yeni bir dönemin kapılarını
aralıyor” dedi.
Doğan Trend Otomotiv elektrikli ticaride de öncü oldu!
Bir Doğan Holding
şirketi olan Doğan Trend, grubun sürdürülebilirlik vizyonuna kendi sektöründeki
elektrikli dönüşümüne verdiği önemle sahip çıkıyor. Otomobil segmentindeki tecrübenin
ardından ticari araç segmentinde de elektrikli dönüşümün öncülerinden oluyor. Ülkemizin
cari açığındaki önemli parametrelerden biri enerji ihtiyacımızın gittikçe
artması ve bu ihtiyaç petrol ithalatını artırıyor. Elektrikli araçlar petrole bağımlılığı
azalttığından elektrikli araçlara dönüşüm, sadece çevre açısından değil ekonomik
anlamda da büyük önem taşıyor.
Yüzde 85 yakıt tasarrufu, 5m3’e yakın hacim ve teknolojik
özellikler!
%100 elektrikli Maxus
e-Deliver 3, sessiz ve konforlu sürüşüyle binek araç konforu sunan bir ticari
araç. 118 kW (160 PS) gücündeki elektrik motoruyla güçlü ve çevik olan e-Deliver3,
371 kilometrelik WLTP şehir içi menziliyle işletmelerin ihtiyaçlarını karşılıyor.
Yüksek kapasiteli bataryası ile rakiplerinden ayrışan markanın modelleri yüzde
85’e varan tasarruf sağlıyor. Maxus e-Deliver 3, 5 yıl/100.000 kilometre araç
garantisinin yanı sıra sunduğu 8 yıl/160.000 kilometre batarya garantisiyle de
fark yaratıyor.
4555 mm uzunluğu,
1780 mm genişliği ve 1895 yüksekliği ile Maxus e-Deliver 3, orta boy hafif
ticari araçlar arasında önemli bir boşluğu dolduruyor. 2910 mm’lik dingil
mesafesiyle de dikkat çeken araç, elektrikli rakipleri ile kıyaslandığında
şehir içi kullanım için en uygun araç haline geliyor. 4.8 metreküplük yükleme
hacmine sahip araç, 910 kilogramlık taşıma kapasitesiyle beklentileri
karşılıyor. Geniş yükleme alanıyla da göz dolduran e-Deliver 3, 2 adet Euro
Palet’lik yük taşıma alanı sunuyor. Aracın standart donanım listesinde ise
Apple CarPlay ve QDLink’i destekleyen 7 inç dokunmatik ekran, geri görüş
kamerası, ısıtmalı koltuklar, otomatik klima, hız sabitleyici, otomatik farlar
ve elektrikli ayarlanabilen ısıtmalı yan aynalar yer alıyor.
İşyerinde şarj imkânı ve %100 maliyet kontrolü
Doğan Trend Otomotiv,
iş ortakları ile beraber işyerinde şarj cihazı kurulumu desteği de sağlıyor.
Böylece iş sahipleri hem maliyetlerini %100 kontrol etmiş oluyor hem de önemli
bir maliyet avantajına sahip oluyorlar.
Doğan Trend Otomotiv Hakkında
Doğan Trend Otomotiv Ticaret Hizmet ve Teknoloji A.Ş.,
Doğan Holding çatısı altında otomotiv ve mobilite alanlarında faaliyet
gösteriyor. 1961 yılında otomotiv ticareti yapmaya başlayan Doğan Grubu’nun 60
yıllık deneyimiyle; bünyesinde Suzuki, Suzuki Marine, Piaggio, Vespa,
Motoguzzi, Aprilia, KYMCO, Wallbox, Silence, MG ve Maxus gibi markalarının
distribütörlüğünü barındırmasının yanı sıra 2024 yılında Fortune 500’de 102.
sırada yer alan Doğan Trend Otomotiv, ikinci el ve perakende satış
hizmetleri kapsamında da suvmarket.com, vespastoreturkey.com ve
scootermarket.com markalarıyla sektörde kiralama operasyonları ve e-ticaret
alanında varlığını sürdürmeye ve büyümeye devam etmektedir. Teknolojik, müşteri
odaklı ve keyifli bir deneyim sunan markaları tüketicilerle buluşturuyor. Marka
temsilciliklerinin yanısıra ülke çapında bayileri ve perakende satış-servis
noktaları ile kiralama operasyonları da bulunan Doğan Trend Otomotiv hakkındaki
güncel bilgilere www.dogantrend.com adresinden ulaşılabiliyor.
SAIC Motor Hakkında
1997 yılında kurulan SAIC Motor, dünyanın en büyük
otomotiv üreticilerinden biri olarak 120,9 Milyar dolarlık geliri ile 2024
yılında Fortune dergisi tarafından yayınlanan Global 500 listesinin 93.
sırasında yer aldı. Yeni nesil mobilite hareketinin öncüsü olan SAIC Motor; MG,
Roewe, Maxus, Rising Auto, Wu Ling, Sunwin, IM Motor markalarını bünyesinde
barındırırken Volkswagen ve General Motors ile de üretim ortaklığı yapmaktadır.
Genel merkezi Şangay'da bulunan SAIC Motor, dünya çapında 17 farklı bölgede üretim,
satış ve satış sonrası servis hizmetleri verirken aynı zamanda üstün kaliteli
ürünlerini küresel pazarlara sunmaktadır.
Chery TIGGO 7 ve TIGGO 8 Paris’ten Nice’e Uzanan Kültür
Yolculuğuna Çıktı
Chery, Güney Fransa’da TIGGO 7 ve TIGGO 8 Modellerini
Tanıttı
Çin’in önde gelen otomotiv üreticisi Chery, dünya genelinde
gerçekleştirdiği tanıtım etkinlikleri ile geleceğe dönük kullanıcı odaklı
yaklaşımını sergilemeye devam ediyor. Bu kapsamda Chery, TIGGO 7 ve TIGGO 8
modelleri ile Güney Fransa'da benzersiz bir tanıtım yolculuğuna çıktı. Çinli
marka, Paris'te başlayıp Nice'de sona eren turda TIGGO 7 ve TIGGO 8
modellerinin olağanüstü sürüş deneyimini eksiksiz bir şekilde sergiledi. Bu
tanıtım yolculuğu, TIGGO 7 ile TIGGO 8'in sıra dışı performansını öne çıkarmakla
birlikte, katılımcılara zengin bir kültürel deneyim de yaşattı.
Çin’in en büyük otomotiv üreticilerinden Chery, iki lider
SUV modeli TIGGO 7 ve TIGGO 8 ile Fransa’nın güneyinde benzersiz bir tanıtım
yolculuğuna çıktı. Sanat ve modanın başkenti olan Paris'ten başlayıp tabloyu
andıran şehir Nice'de sona eren bu yolculuk, araçların olağanüstü performansını
gösterirken, aynı zamanda önemli bir kültürel etkileşim ve marka deneyimi
etkinliğine dönüştü.
Sanat ve modanın başkentinden yola çıktı
Zengin sanat ve moda mirasıyla tanınan Paris, bu görkemli
yolculuğun başlangıç noktası oldu. Özel olarak donatılmış TIGGO 7 ve TIGGO 8
modelleri görücüye çıktı ve çok sayıda izleyicinin dikkatini üzerine topladı.
Her iki model de bu yolculukta şık tasarımları ve etkileyici görünüşleri ile
katılımcılarda büyük etki bıraktı. Chery’nin TIGGO 7 ve TIGGO 8 modelleri,
olağanüstü sürüş deneyimlerini yol boyunca sergilemek üzere Paris'ten Nice
şehrine hareket etti. SUV modeller, yolculuk boyunca üst düzey güçleriyle
farklı yol koşullarına kolayca meydan okuyarak üstün performanslarını
kanıtladılar. Modellerin kusursuz vites geçişleri ve hızlı tepki verme
kabiliyetleri, Chery'nin ileri teknolojisi ile olağanüstü kalitesini ön plana
çıkararak keyifli bir sürüş deneyimi sağladı. Her hızlanma ve dönüş,
kullanıcılara sürüş keyfi ve teknolojik mükemmelliğin enfes karışımını sunarak
güven ve kusursuzluk hissiyatı verdi. Ayrıca, araçların kapsamlı akıllı
bağlantı özellikleri yolculuğa daha da fazla heyecan getirdi.
Kullanıcılara doğrudan deneyimleme imkanı sunuldu
Chery TIGGO 7 ve TIGGO 8, yolculuk boyunca çeşitli sergiler
ve interaktif etkinliklerde boy gösterdi. Her ayrıntısına kadar planlanan bu
etkinlikler, kullanıcıların TIGGO 7 ve TIGGO 8 modellerine ilişkin bilgisini ve
beğenisini artırdı. Chery, kullanıcılara çevrimdışı etkileşimlerle Chery
modellerinin benzersiz cazibesini ve ileri teknolojisini doğrudan
deneyimleyebilme ve daha iyi tanıyacakları ürünleriyle ilişkilerini
geliştirebilme imkanı sağlıyor.
Nice’de biten yolculuk, izleyicileri etkiledi
Yolculuk sonunda Chery TIGGO 7 ile TIGGO 8 modelleri Nice'e
ulaştı. Nice'in çarpıcı manzarasında TIGGO 7 ve TIGGO 8'in şık tasarımıyla
yarattığı mükemmel uyum törene benzersiz bir dokunuş kattı. Bu yolculuk,
Chery’nin SUV modellerinin olağanüstü performansının kapsamlı bir gösterisi
olmakla beraber sürükleyici bir kültürel deneyim oldu. Her katılımcı,
etkinlikte Chery'nin benzersiz cazibesini, Nice'in unutulmaz doğal
güzelliklerini ve sanatsal ambiyansını hissetti. Paris'ten Nice'e uzanan bu
yolculuk sadece bir araç tanıtımı değil, aynı zamanda Chery markasının imajını
izleyicilerin kalplerinin derinliklerine işleyen bir kültür etkileşimi oldu.
TIGGO 7 ve TIGGO 8'in Güney Fransa'daki tanıtım turu, görkemli bir otomobil
gösterisinden de öte Chery’nin olağanüstü performansı ile şık tasarımının
küresel bir kanıtı oldu. Chery markası, geleceğe dönük yüzüyle dünyaya
inovasyon ruhunu ve olağanüstü kalitesini sürekli göstermek adına daha heyecan
verici ürünler sunmak için hazırlıklarına devam ediyor.
Chery Türkiye hakkında
Chery International, pazarı daha iyi anlamak ve
kullanıcılara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Eylül 2022’de, Türkiye’de
%100 iştirak ile Chery Türkiye’yi kurdu. Chery Türkiye, Chery markasına ait tüm
model ve yedek parçaların Türkiye’deki lojistiği, satışı ve satış sonrası
hizmetlerinden sorumludur. Şirket, tüm ticari satışlardan sorumlu olmak üzere;
satış, satış sonrası, bayi ağı geliştirme, iletişim ve diğer departmanlarını
kurdu. Faaliyetlerini 7 bölgede toplam 50 yetkili satıcı ile sürdürüyor. Şirket,
21 Mart 2023’te TIGGO 8 PRO, TIGGO 7 PRO ve OMODA 5 olmak üzere üç SUV modelini
pazara sundu. Bu üç model, kalite açısından üst düzey mükemmellik, tasarım
açısından şıklık ve en yüksek teknolojik konfigürasyona sahip olmasıyla beğeni
topluyor. 7 koltuklu SUV TIGGO 8 Pro Max, ihtişamı, lüks hissi ve güçlü
duruşuyla en üst segment otomobil olarak öne çıkıyor ve D-SUV pazarında ilk
sırada yer alıyor. TIGGO 7 Pro Max, konfor ve verimlilik açısından aile
SUV’ları arasındaki ilk tercih oluyor. OMODA 5 ise; fütüristik tasarımı ve
artan kalitesiyle geniş kullanıcı kitlelerine hitap ediyor.
Chery hakkında
Kantar ve Google, ortaklaşa, 2023 Çin Küresel Marka
Oluşturucuları İlk 50 listesini açıkladı. Chery, otomobil alanında “Çin’in En
İyi Küresel Marka Oluşturucusu” seçilerek genel listede 14. sırada yer aldı ve
markanın gücü önemli bir büyüme kaydetti. Chery, kuruluşundan bu yana bir
küreselleşme stratejisi uyguladı ve uluslararası rekabet gücüne ve nüfuza sahip
bir otomobil markası oluşturma kurumsal vizyonuyla her zaman teknoloji odaklı
gelişime bağlı kaldı. Sürekli teknolojik yenilik yaklaşımıyla hareket eden
Chery, küresel pazarlara komple araç, CKD parçaları, motor, üretim teknolojisi
ve ekipman ihraç eden ilk Çinli binek otomobil şirketi oldu. Chery, ürün
stratejisi, yerelleştirme stratejisi ve yetenek stratejisinin uygulanması
yoluyla yerel ve uluslararası pazarları geliştirmeye, küreselleşmeyi sürekli
derinleştirmeye ve çevre dostu, teknoloji, aile ve arkadaşlık ilkelerine
odaklanıyor. 26 yıllık geliştirme sürecinin ardından Chery’nin satış ve servis
ağı, 80’in üzerinde ülke ve bölgeyi kapsarken, dünya genelinde 12 milyonun
üzerinde kullanıcıya ulaşılmış durumda. Ayrıca Chery, sürekli çabalarla topluma
katkıda bulunarak ve küresel tüketicilere daha iyi ürün ve hizmetler sunarak
küresel pazarlarda çevre dostu kalkınma, çevre koruma, sosyal refah, personel
eğitimi ve diğer alanları kapsayan çeşitli sosyal katkı faaliyetleri yürütüyor.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Kasım ayı meclis toplantısında Türkiye ekonomisinin geldiği noktaya dair önemli açıklamalarda bulundu. Avdagiç, geçen 5 aylık dönemde atılan doğru adımların ekonomide olumlu sonuçlarını görmeye başlandığını ifade etti. Bu süreçte uygulanan para politikasının etkisiyle takur aklarının sona erdiğini, ithalatta belirgin bir yavaşlama sürecine girildiğini ve cari dengenin iyileşme yolunda olduğunu belirtti.
İthalatın ağustos ayında yüzde 7, eylülde ise yüzde 15'e yakın düşüş gösterdiğini vurgulayan Avdagiç, dış ticaret açığının ise söz konusu aylarda sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 48 azaldığını açıkladı. Ayrıca, ekim ayı ihracat rakamlarının geçen yıla göre yüzde 7.4 artarak 23 milyar dolara yaklaştığını belirtti.
İkinci olarak, mevduat tarafında yaşanan gelişmeleri paylaşan Avdagiç, son iki ay içinde TL mevduat hacminin 1 trilyon lira civarında arttığını, KKM'nin 350 milyar TL, döviz mevduatının ise 4 milyar dolar düşüş kaydettiğini açıkladı.
Üçüncü olarak, sanayi üretimindeki artışa dikkat çeken Avdagiç, yıllık bazda temmuzda yüzde 7.6, ağustos ayında yüzde 3.1 artan toplam sanayi üretiminin, ekonomideki dengeleme sürecinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
Dördüncü olarak, finansmanın pahalılaşmasına rağmen ticari taraftaki kredi büyümesinin tüketim tarafından belirgin olarak ayrıştığını belirten Avdagiç, bu durumun ekonomik dengenin sağlanmasında önemli bir gösterge olduğunu ifade etti.
Son olarak, Avdagiç, enerji kullanımına ilişkin verilere değindi. Türkiye'nin toplam enerji üretiminin temmuzda yüzde 4.7, ağustos ayında yüzde 4.9 arttığını ve enerji tüketiminin ise sırasıyla yüzde 9.5 ve yüzde 5.2 arttığını açıkladı. Avdagiç, bu verilerin Türkiye'nin enerji sektöründeki büyümeyi yansıttığını belirtti.
2.Güvenilir Ürün Zirvesi -Feed the Future Ödül Töreni
Başkanlığını Celal Toprak’ın (Yeni Platformlar Derneği (YAPDER) Bünyesinde Güvenilir Ürün Platformu tarafından 2. Güvenilir Ürün Zirvesi" ve "Feed the Future Ödül Töreni" 16 Ekim 2023 Pazartesi günü Florya Crowne Plaza Hotelde gerçekleştirildi.
Güvenilir Ürün Platformu Sekreteri Elif Aşlamacı Attepe’nin üstün gayretleriyle, Güvenilir Ürün Platformu tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Güvenilir Ürün Zirvesi ve Feed the Future Ödül Töreni, 12 ülkeden gıda sektörüne yön veren isimleri İstanbul'da bir araya getirdi.
"El Ele" temasıyla gerçekleşen program kapsamında uzman konuşmacıların yer aldığı paneller, "israfa dur" diyen reçete denemeleri, workshoplar ve 12 ülkenin kamu ve özel sektör temsilcileri ile ülke masası toplantıları düzenlendi.
Gıda ve tarım sektörünü bir araya getiren Güvenilir Gıda zirvesinde önce Güvenilir Gıda önemine göz atalım;
Gıdanın önemi açıktır ve gereklidir. Gıda, insan vücudunun inşasında önemli bir unsurdur. Sağlıklı gıda bize gelişmek ve büyümek, aktif ve sağlıklı olmak, hareket etmek, oynamak, çalışmak, düşünmek ve öğrenmek için gereken besinleri ve enerjiyi sağlar.
Yiyecek ve su vücudun beslenmesinin ve güçlenmesinin temel kaynaklarıdır ancak yediğimiz besinlerin birçoğunun herhangi bir besin değeri yoktur.
Tam tersine diyabet, kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu nedenle vücuda yeterli besin değerini sağlayabilecek sağlıklı ve dengeli gıdaları tercih etmeliyiz.
Besinler vücudumuzla, zihinsel ve sosyal sağlığımızla doğrudan ilgilidir çünkü her yiyecek veya sıvı, fiziksel ve zihinsel gelişimimiz için çok gerekli olan karbonhidrat, protein , vitamin, mineral, yağ vb. belirli besinleri içerir.
Küçük işletmelere pazar erişimi sağlayarak ve istihdam yaratarak yerel ekonomiyi desteklemek, İnsanların fiziksel, zihinsel ve sosyal refahını iyileştirmek gibi farkındalığı artırarak temel faydaları sağlamaktadır.
Zirvenin sunuculuğunu gazeteci TV Programcısı Çetin Ünsalan üstlendi, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak açılış kısa konuşmasında bu sene ikincisini gerçekleştirdikleri etkinliğin tarım sektörüne katkılarından bahsederek, zirvede özellikle deprem bölgesinden gelen üreticilerin açtığı stantlar aracılığıyla oradaki üretimin desteklenmesi konusunda farkındalık yaratmak istediklerini açıkladı.
Propolis İnovasyon ödüllü BEOO arı ürünleri üreticisi BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı konuşmasında; “İklim krizin artık gündemde olduğu gıda üretiminin gündeminde olduğu şu günlerde ve Dünya Gıda Gününde bu çalışmanın gerçekleştirilmesi son derece önemli ve büyük bir sorumluluk bizim üzerimize düşen önemli bir sorumluluk.
Biz de bu sorumluluğu bilinciyle etkinliklerde daha fazla farkındalık yaratmak ve toplumda ileti artırmak için çabalıyoruz.
Tabii ki bireyin en önemli hakkı olan yaşama hakkını ve yaşamını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu güvenilir ürünlere ve hizmetlere erişebilmesini sağlamak için kurduğumuz güvenilir ürün platformu, ailemiz yaptığımız bu çalışmalarla bu farklılığı artırarak aslında uluslararası seviyede bir bilinirlik ve ses getirmeyi amaçlıyoruz.
Bugün bu arada yaşadığımız deprem felaketini de tabii etkileri ve izleri halen ülkemizde devam ederken hem Ziraat üretimi konuşacağız. Hem tarımsal ekonomiye nasıl dikkat çekebileceğimizi el ele temasıyla bu yılın teması biliyorsunuz.
El ele bu temayla bu tüm bu konuları ele alacağız.
Israfa hep birlikte dur diyeceğiz. ve şartlar düzenleyeceğiz ve programla eş zamanlı olarak da depremler etkilenen tüm iller için perakende ile kooperatif el ele destekleri sektör profesyonellere yönelik kariyer toplantıları, beni hafife alma, inovasyon yarışması ve ödül töreni
Bu akşam gerçekleştireceğimiz bir ödül töreninde 108 değerimiz tarafından 300 altmışa yarın başvuru 48 ismim bu akşam hep birlikte ödül alacak değerlendirildi. Hepsi çok kıymetliydi. Projelerin, jürilerin hepsi her projeyi değerlendirmediğini söyleyebilir. Yani ilişkili olabilecek konular ayrıştırıldı. Dolayısıyla tamamı bir değerlendirme yapıldığını da hatırlatalım. Gıda ve tarım sektörüne katkı sağlamak ve kırsal alanda ses getirmek amacıyla Türk insanına ses olmak amacıyla yaptığımız bu yarışmamızın her yere daha çok kişiye ulaşmasını ve sesini duyurmasını diliyoruz ve tabii ki üretici ve ürünlere ses olmasını diliyoruz. Kendini gelecek nesillerimizin ürünleri gıda ulaşmasına adamış sektör profesyonellerimiz, akademisyenlerimiz, üreticilerimiz ve gönüllülerimiz. Ayrıca bugün burada bulunarak farkındalığı katkı sağlayan herkesin dünya gününü kutluyorum.” dedi
Etkinliğin açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, zirvenin deprem bölgesindeki tarımsal üretim ve ekonomiye dikkati çekmek için "El Ele" temasıyla gerçekleştirilmesinin öneminden bahsetdi.
Bağcı, " Kent merkezleri ile birlikte kırsalın da hızlı bir şekilde ayağa kalkması için bakanlık olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bölgeye 14 milyar TL'ye yakın tarımsal ödeme desteği sağladık. Bölgeden 300 bin ton hububat ürünü aldık ve karşılığında 1 milyar 600 milyon TL ödeme yaptık. Bugün kullandığımız tohumun yüzde 97'si yerli üretimdir. Son 21 yılda üreticimizi tarımsal üretime teşvik etmek için onlara reel olarak 850 milyar TL tarımsal destekleme ödemesi yaptık. Üreticimizin doğal afetlere karşı emeğini ve alın terini korumak için TARSİM'i kurduk ve bu kapsamda 20 milyar TL'ye yakın ödeme yaptık. Su, sulama ve toplulaştırma alanında 479 milyar TL yatırımla 9 bin 585 tesisi hizmete aldık. Kırsal kalkınma yatırımlarıyla hem üretimi hem de ürün işlemeyi destekledik.
Bu kapsamda yaklaşık 93 milyar TL hibe desteği sağladık. Bu yaptığımız çalışmalar neticesinde sadece bitkisel üretimde Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırarak 128,6 milyon ton üretim yaptık. Yine, hayvansal üretimdeki hayvan ve verim artışları ile büyük bir üretimin önünü açtık. Türkiye genelinde 7 bin 500'den fazla gıda denetçimiz ile yılda 1,3 milyonun üzerinde gıda denetimi yapıyoruz."şeklinde icraatlarını dile getirdi.
Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak da Bakanlık olarak yaptıkları çalışmaları paylaştı.
Özetle Uçarmak "Her ürettiğimiz ürünün bir niteliği olması lazım. İnsanları önce üretime teşvik etmek gerek. Üretimin sürdürülebilir şekilde planlanması çok önemli." dedi.
Yörelere değer katan liderler ve üreten yöre üreten Türkiye Protokol imza töreninde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ordu belediye Başkanı Hilmi Güler tarım ile ilgili son yaptıklarını söylediler
İstanbul Valisi Davut Gül organizasyonun sektör için önemine işaret ederek, çiftçiye destek verilmesi, kadınlar başta olmak üzere kooperatifleşmenin sağlanması, kooperatiflerin ve ürünlerin markalaşması gibi konulara dikkati çekti.
"Herhangi bir yerdeki çatışma, tüm dünyanın gıda arz güvenliğini tehdit eder hale geldi" şeklinde olumsuz tarafını işaretledi.
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz da bugün gıda konusunda dünyanın gündeminde olan iki konunun "gıda güvenliği" ve "güvenilir gıda" olduğunu söyledi.
İstanbul Ticaret Borsası desteği ile düzenlenen Zirvenin workshopunda, Gluten Free Karadeniz Mutfağı reçeteleri hazırlandı.
İSTİB Meclis Üyesi Süleyman Tarakçı, Masterchef Serap Aktan, Nalia Mutfak Koordinatörü Volkan Aslan ve Nalia Yöresel Ürünler Sorumlusu Fatma Tarakçı’nın hazırladığı, mısır tatlısı, muhlama, turşu kavurma ve mısır ekmeği yaptılar.
Diğer workshopta israfa dur denildi. Danet desteği ile yapılan Atıksız Coğrafi İşaretler workshopunda Danet Kalite Güvence Yöneticisi Furkan Sungur Uluçay, Gastronomi Yazarı Talip Bayram, Masterchef Serap Aktan ve Gastronomi İçerik Geliştirici Gülçin Polat yer aldı.
“İş Dünyasından çevreye yeşil ışık” panelinde moderator Gazeteci Mehmet Uluğtürk Hollanda örneğini verdi.
Hollanda yüzölçümü Güneydeki üç şehrimiz kadar Hollanda tarımsal ihracatı 236 milyar dolar. Adana'nın, Mersin'e, Osmaniye'nin tarımsal ürünün ihracatından 6 milyar dolarlık gıda ihracat gerçekleştirdiler.
Saydığım 3 kentin ihracatının toplam 6 milyar dolar içinde,tarımsal makinemiz var, yazılımımız var, her şeyimiz var. 6 milyar dolar...
Yeşil mutabakatla son yılların en popüler konusu. Sürdürülebilir çevre en önemli konulardan ben ilk sözü Leyla Alaton’a vermek istiyorum,” dedi
Leyla Alaton, “Sizden aldığım ilham kadarıyla konuşacağım ama, ilham verici bir konuşmaydı. Biz herhalde konuya bu kadar uzak. Uzak ve problemlerini bilmeden girmiş bir holdingiz yani. Eğer siz problemler var, ben uzak durayım derseniz hiçbir işe giremezsiniz ama değerlerimiz prensipleriniz ve şirket misyonunuz eğer uyuyorsa hiçbir zorluk yolunuzda sizi yıldıramazsınız.
Peki biz o şekilde bu yola çıktık. Belki takip etmişsinizdir ki, emin ettiğiniz jeotermal saracılıkla işe başladık ama işi, tohum ve mikrogram gübreye kadar götürüyoruz ve asıl beni en çok memnun eden bütün bu grupların başına, Tamek eski Genel Müdür Melike Koçoğlu geldi. O da bu ay itibariyle daha yeni başladı.
Çok heyecan verici en azından o kadar insana dokunan bir konu ki. Yani sabah böyle akşam yaptığımız bir şey. Hiç kimsenin bu konunun dışında bir fikri olabileceğini düşünmüyorum.” dedi
Leyla Alaton Karbon ayak izlerinden bahsetdi internet aracığı ile alınan üzerine binen temel ihtiyaçlarımızın israfları maliyetleri örneklendirdi. Fethiye’nin organik lezzetlerinden bahsederek örnek olarak gösterdi.
BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı Kendi öz geçmişini, ailesinin Tıb sektöründen oluşunu kendi çocuğunun örneğinden yola çıkarak arı ürünleri serüvenini özetledi.
“Propolis aslında baldan farklı bir ürün. Arıların, ağaçların yaprak sap ve tomurcuklarından topladığı ürün. Üçlü bir antioksidan aslında doğadaki en güçlü doğal antioksidan arılar da bunu kovanda her petek gözünün içerisine kaplıyorlar.
Bakteri, virüs ve mantarlarda darp duruyorlar ve bu amaçla kullanıyorlar aslında. Dolayısıyla biz insanoğlu da aslında ülkemizde yok olup gitmekte olan ya da heba olmakta olan bir değerin, farkına varıp bunu ortaya çıkardım diyebiliriz. Aslında tam olarak yaptığım şey bu. Çünkü Türkiye olarak aslında dünyada arıcılıkta üçüncü büyük ülkeyiz. Çin'den ve hindistan'dan sonra 8. 2.000.000 arı kovanımızla ve 75.000 aracımızla dünyada üçüncüyüz. Ülkemiz sadece bol üretiyordu.
Diğer katma değerli adı ürünlerin propolis ar üstü tüm polen arı ekmeği arı zehirli gibi bunların üretimi yok. Derece kadar azdı ve ticari boyuta ve ürünümüz yoktu. Ülke olarak yani aracıların bireysel kendi yaptıkları veya çevrelerini yaptıkları uygulamalar vardır. Transferda diğerleri Anadolu ürünlerimizi üretilmiş katma değer ağır ürünleri hiç yoktu. 12.000 bitki türümüz var.
8. 2.000.000 arı kovanımız var. Neden sadece bal üretelim? Neden propolis arı sütü arı ekmeği ham ham?
Bal, polen, ariz zehri gibi kapma değerli arı ürünleri üretilmesi ülkemde ve neden çinliler yeterli gelsin? Çin'den ithal gelenler de gerçek olsa yine başımıza koyacağız. Onlar da sahipte yani içerisine işte orada bazı büyük ihracat yapan Çinli firmalar gene aracı yapmıyor. Bakın onu da söyleyeyim, çin'in arıcısı da yapmıyor ama firmalar yapıyor. Bazı firmalar bunu çoğaltıp içine işte bir ara bir propolis koyup 99 katkı maddesi boya koyup dünyaya satıyorlar. Ülkemize gelen de oydu, neden dedim.
2.013 yılında istanbul Teknik Üniversitesi ara tekno kentleri firmamızı kurduk.
Eşim ben ve sevgili hocamız, profesör doktor Dilek Boyacıoğlu, birlikte sadece aracım sektörü için de çok sayıda proje gerçekleştirmiştik ve gerçekleştirmeye devam ediyorduk. Kurarken de maddi kaynağınız var mıydı diye sorarsanız yoktu. Ne kaynağımız vardı, bilgi kaynağımız vardı. Tabi ki işin bu kısmı çok önemli. Yani yaptığımız işi iyi bilmek çok önemli ama bilmek iyi bilmek de yetmiyor. Az önce Leyla Alaton söylediği gibi ölçek yüklü miktarda üretebilmek.
Çeşitlendirebilmek, dünyaya satabilmek, bunları yaptığınızda gerçekten ülkenize bir katkı yapmış oluyorsunuz ve sektöre bir katkı yapmış oluyorsunuz.
Biz bu sıfırdan çıktığımız yolculukta öncelikle devlet desteklerini araştırdık. Kadın girişimciliği desteklerini araştırdık. Nitekim o zamanlar da vardı, hala var. KOSGEB arge projesi tübitak arge projesi, İstanbul teknik üniversitesi'nin ar ge teşviklerinden yararlanarak çeşitli bankaların verdiği kadın girişimciliği kredilerinden yararlanarak ve ne mutlu ki ülkemizde kadın girişimciliğini destekleyen dernek ve kurum ve kuruluşların eğitimlerine katılarak onların netlerine girerek yani sıfırdan kurduğumuz sistemde şu an 36 ülke ihracat yapıyoruz. Yüzün üzerinde ürünümüz var, hepsinin formülü kendi tesislerimizi kendi arge merkezimizde geliştirildi. Hem 30 personelimiz çalışıyor. Arge merkezinde hem de üniversitelerle ortak çalışıyoruz yaptığımız.
Her ürünün etkisini klinik çalışmayla ispatlayıp bunları da literatüre kazandırarak Anadolu propolis, Anadolu arı ürünleriyle yani bunu da markalaştırarak çünkü tamam arı ürünü deyince dünyanın her yerinde arı ürünü var. Peki Türkiye'ninkinin farkı ne? Anadolu'nun öbürlerinin farkı ne? Bunu da anlatmanız ve bunu da dünya markası yapmanız gerekiyor. Bütün bunları da bu katma değerleri de üstüne koyarak tabiri caizse hiç durmadan arı gibi çalışarak sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesine de gidip oralarda da konferanslar, seminerler, fuarlar, standlar sürekli. Bunları anlatarak, geldiğimiz 10 yıllık yolculukta. Epey bir yol aldık ama gidecek bunun daha belki 10 katı daha yol var. Biz bu yolculuğa devam edeceğiz. Bir farkındalık yarattık.”açıklamalarda bulundu
Zirvede Deprem Bölgesine Destek
Zirvede depremden etkilenen tüm iller için "Perakende ile Kooperatif El Ele masaları" kuruldu. Bölgeden gelen kadınlar ürünlerini sergileyerek, katılımcılara kendi ürettikleri ürünleri tanıttı.
Kahramanmaraş'tan gelen ve "Maraş Mutfağı" ismiyle bölgeye özgü ürünleri üreterek hizmet veren iki kardeş kadın girişimci Rukiye Demir ve Duygu Şan, depremde yıkılan işletmelerinin ardından zor koşullarda üretime yeniden başladıklarını, sosyal medya üzerinden yaptıkları ürünleri alıcılarla buluşturduklarını belirtti.
Feed the Future Ödülleri, alanında uzman 104 jüri üyesi tarafından kapalı oylamayla belirlenirken Zirve kapsamında gerçekleştirilen "Feed the Future Ödülleri"nde 33 farklı kategoride ödül sahibini buldu.
Gıda güvenliği gibi, Sürdürülebilirlik, tüm tedarik zincirini kapsar ve gıda üretiminde yer alan herkes sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirebilir. Bu, üretim ve işleme sırasında tedarik zinciri boyunca üretim tarımı ve doğal ve sentetik kaynakların kullanımından kompostlama, paketleme, geri dönüşüm ve gelecekteki üretim ihtiyaçlarını karşılamamıza olanak tanıyan diğer birçok uygulama ile perakende ve tüketici seviyelerine kadar uzanır.
Tedarik zinciri boyunca sürdürülebilir uygulamalara çok fazla zaman ve çaba harcanmasına rağmen, bazı zorlu noktalar var ve güvenli ürün elde etme hedefi sürdürülebilir uygulamalarla uyumlu değil. Sürdürülebilir uygulamaları takip ederek gıda güvenliği gibi başka bir faktörü değiştirerek nasıl başka bir potansiyel sorun yarattığımıza dair örnekler var
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ekim ayı meclis toplantısını 12 Ekim 2023 Perşembe günü gerçekleştirdi. Bayraklı, çoşkulu, İstiklal Marşının gür sesle okunarak başladığı Cumhuriyet Özel Oturumda, Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle özel kutlama etkinliklerini açıkladı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun 750 binden fazla üyesine seslenerek, “İstanbul iş dünyamızın en büyük meslek örgütü olan İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) üye tüm üretici ve tüccarımızı, en az yıl sonuna kadar fiyatlarını artırmamaya ve imkanı olanları indirim yapmaya davet ediyorum dedi.
İto Meclis Başkanı Erhan Erken cumhuriyetimizin günümüze kadar olan süreçte ufuk turu attırdı özetle söyledikleri;
22 Ekim'de yönetimimiz iyi bir program düzenledi. Orada da birlikte olacağız. Ve odamıza yakışır bir kutlama yapacağız
Hepinizin bildiği gibi bir dünya savaşından çok yorgun bir şekilde ve büyük kayıplar da çıkaran ülkemiz. Başta Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşların gayretleri ve kahraman milletimizin üstün lider örgütüyle gerçekleşen
sonrası cumhuriyeti ilan ederek ülkemizde çok önemli toplumsal ve kültürel değişimler yaşandı.
Ekonomik anlamda daha çok devlet eliyle ciddi bir kalkınma hamlesine geçildi.
O sıralarda 1920 iktisadi buhranı vardı. Sağlık sonrasında. Ülkeler yeni yeni toparlanıyordu.
Ama Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki dünya dengesi çok sağlıklı olunamadığından bir yandan da hızlı bir
Dünya Savaşı'na doğru gidiş süreci vardı ve bu savaş patladı.
Biz bu savaşın dışında kaldık ama sonrasında bildiğiniz gibi batı ülkeleri, batı grubunda yer aldık.
Bu tercih yurt içindeki neticesi itibariyle de ekonomide şahsi teşebbüslerin öne çıktığı bir görevin başlangıcı oldu. Dış yatırımlar devreye girdi. Türkiye bu dönemde ekonomik, sosyal, askeri tüm başlıklarda, batılı kuruluşlarda yoğun bir temas etmişiz
ve bir karma ekonomi sistemi ortaya çıkıyor bu dönemde.
Bu cumhuriyetin 100 yıllık dönemi içerisinde esasında sert müdahaleler yaşadık. Ülkenin gelişmesi birçok açıdan ciddi bir şekilde bu darbelerle müdahale sonrasında bir yeni anayasada yeni düzenlemeler oldu ve bu sosyal ekonomik yapının değişmesini de beraberinde getirdi.
60 sonrası planlı kalkınma dönemine geçtik. 80 sonrası hem o dönemin şartları, hem dünya konjonktürü, hem de etkisiyle Türkiye dış dünyayı daha fazla açıldı.
Ihracatımız arttı. Sermaye hareketleri itibariyle uyumlu bir yapı ortaya çıktı dünya ile.. Böyle bir süreç devam etti. 90 lı yıllar hepimizin bildiği gibi nispeten sıkıntılı bir dönem olarak tarihte yerini aldı. Yüksek enflasyon, işte sürekli değişen koalisyon hükümetleri,.
Şimdi artık o dönemin belli bir safhasını yaşıyoruz. Burada tabii önemli nokta şu değil. Türkiye etrafındaki geçtiğimiz yüzyıldaki kökenli coğrafyasındaki değişiklikler çevresindeki
Türkiye'yi çok ciddi oranda etkiledi. Bunu birçok örneği var. Son örneğinde tabii bu Arap Baharı'yla birlikte Suriye'deki gelişmeler İran'da ülkemizde beş milyonun üzerinde bir kişiyi misafir etmek zorunda kaldık. Tabii bu ülke açısından önemli yükler getirdi. Yine dışarıdan etkilerle, PKK'nın uzantısı gruplar ülkemizde çok yorucu faaliyetler yaptılar. Bunun problemleri hala çekiyoruz ve devam ediyoruz.
Yine bu arada bir darbe teşebbüsü yaşadık 15 Temmuz'da. Bu da hepimizi üzen bir hale getirdik. Yüz yılında kalkınma çabalarının yanında darbeler, kalkışmalar ekonomik, siyasi istikrarsızlıklar.
Türkiye bugün 85 milyonluk nüfusu dünyanın ilk yirmi ekonomisi arasına giren ekonomik gücü. Yurt dışındaki beş milyonu aşan vatandaşı tüm badirelere rağmen iyi bir şekilde işleyen demokratik yapısıyla önemli bir ülke olarak bölgesinde ve dünyada yer ediyor.
Ayrıca son yıllarda bu savunma sanayideki yatırımlarda da askeri gücünün itibariyle de ciddi bir pozisyona geldik.
Bu tabii Türkiye'nin gücünün artması hem Türk dünyasında hem de gönül coğrafyamızda ciddi bir ümit kaynağı var. Bunu da yurt dışı gezilerimizin hepsinde görüyoruz. Bu ülkelerden Türkiye doğru olan teveccühü, şimdi geçen yüzyılla ilgili bu genel bakıştan sonra, önümüzdeki yüzyıllarda ne tür meseleler var, ne tür hedeflerimiz olmalı? Birkaç noktayla da onların üstünde durmak istiyorum..
Türkiye yeni bir yüzyıla girerken, ekonomisini daha istikrarlı bir yapıya kavuşturmak durumundadır, ki yakinen izliyoruz. Bununla ilgili ciddi çalışmalar var. Milli gelirimiz yaklaşık 10 bin dolarlar civarında. Biraz yukarı çıkıyor. Biraz aşağı iniyor ama
Bunu uzun yüksek bir yere çıkarabilmek lazım. Yani bu orta gelir tuzağı denen yeri aşmak lazım yeni yüzyılda. Bunu aşamazsak ülkemiz için bu sıkıntılı bir hal. Onun için ne yapmak lazım? Sanayide yapısal bir dönüşüm gerçekleştirmek gerekiyor. Bu önemli bir şey
Bu mutluluk hakikaten ciddi bir hedef olmalı. Katma değeri yüksek üründen imal edilmesi ve ihracatı önemli bir hedef olarak günümüzde duruyor. Bunlar nasıl artar. Ülkemizin bilim, teknoloji, yenilik alanlarında yatırım yapılması lazım
ARGE faaliyetlerinin daha fazla bir şekilde girmesi lazım.
Önemli başlıklardan bir tanesi de Türkiye'nin demokratik ve sivil bir anayasayı yapabilmesi gerekiyor. Bu meclisin de gündeminde. Burada Türkiye'de farklı eğitim unsurlar çeşitli dini akımlar var ama bu yapı için de aynı zamanda zenginlik teşkil ediyor. Bunlar tarih boyunca bir arada yaşadılar. Hepsinin yeniden kuşatan bir anayasal ve sosyal siyasi yapının oluşabilmesi önümüzdeki yüzyılın önemli noktalarından biri
Ülkemiz genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Bu da geleceği vatana ümit verici teknolojik gelişmelere yatkın bir giriş grubumuz var. Genç insanlarımı var. Bu çok önemli. Ama bunların eğitimleri çok önemli.
Dinamik, üretken ayrıca kendi tarihi, coğrafyası, kültürüyle barışık nesiller yetişmesi için sürdürülebilir devamlı giden bir eğitim sistemine de ihtiyacımız var.
Çünkü 30 milyon gencimiz şu anda tahsil seviyesinde. 20 milyon kontrol etti. Yaklaşık 10 milyona yakın da yükseköğretimle 200 üzerinde üniversitemiz var. Yapısal olarak kuvvetli bir şey ama içerik olarak bunların
yapısının olması şart. Mevcut iş gücümüzün de mesleki açıdan eğitime önem veriyoruz .80 den sonra özellikle küreselleşmenin artması ve daha iki binlerden sonra dijitalleşmeyle birlikte değişik değişim süreci çok kuvvetli. Yani ülkenin önümüzdeki yüzyılda bu değişim sürecine uygun hareketler yapması lazım, yapmamız lazım. Bunlar da önemli problemlerimizin başında geliyor
Cumhuriyetimizin birinci yüzyılını hatasıyla sevabıyla geride bıraktık. Ve yeni bir yüzyıla gidiyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranla ve bugüne kadar bize ulaştıranlara şükran borçluyuz.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İTO'nun kutlamalarını kapsamlı 7 etkinlik üzerine kurduklarını söyledi. Programa göre, İTO, Cumhuriyet’in 7’den 70’e milletin her ferdinde yaşayan bir bilinç olması amacıyla bir iletişim kampanyası hazırlayacak ve bu kampanyada Cumhuriyet’in iş dünyası için ifade ettiği anlamı dile getirecek. 29 Ekim haftası Oda'nın yayınladığı İstanbul Ticaret Gazetesi '100. Yıl özel sayısı' olarak çıkarılacak. Cumhuriyet’in 100. yılı anısına bir 'prestij yayın' hazırlanacak. 22 Ekim’de ise Cumhuriyet resepsiyonu ve senfoni orkestrası eşliğinde bir konser düzenlenecek. İTO'nun Eminönü'ndeki merkez binasının Boğaziçi’ne bakan cephesinde bir ışık gösterisi yapılacak. Ayrıca en az 12 bin adet Türk Bayrağı ve Türk Bayrağı rozeti yaptırılırken, 100. yıl anısına pul ve hatıra para da bastırılacak.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun 750 binden fazla üyesine seslenerek, “İstanbul iş dünyamızın en büyük meslek örgütü olan İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) üye tüm üretici ve tüccarımızı, en az yıl sonuna kadar fiyatlarını artırmamaya ve imkanı olanları indirim yapmaya davet ediyorum.
Yaptığı yazılı açıklamada, piyasalarda özellikle otomotiv ve emlakta rutin, normal yürüyen bir piyasaya ve makul fiyatlara geri dönülmeye başlandığını kaydetti.
Avdagiç, “Olağanüstü bir dönem geçirdik ve şimdi Ticaret Bakanlığı’nın aldığı tedbirlerle fiyatlardaki spekülatif süreç normale dönme işaretleri veriyor..
Bazı sektörlerin belirli ürünlerde fiyat artışları yapılmayacağına dair açıklamaları memnuniyet verici, bu indirimleri, tüm sektörlere ve ürünlere yaymalıyız
Ülke olarak enflasyonla mücadelede kritik bir viraja geldik. Rasyonelleşme politikası kapsamında uygulanan politikaların etkileri görülmeye başlandı. Bu virajı birlikte hareket ederek aşacağız.
Yüksek enflasyonun birikimli sonuçlarının ne ölçüde ağır bir fatura çıkardığını hiç unutmamalıyız. Bu yolda beklentilerin bozulmasına izin veremeyiz. Enflasyonla mücadele kararlılığımızı tavizsiz sürdürmemiz gerekiyor. Bunu başarınca, makul sürede tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşacağımıza inanıyorum.”dedi.
Muzaffer Türk ordusu, 6 Ekim’de son düşman askerinin İstanbul’u terk etmesiyle, bu mübarek şehre girdi. Ve 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in bize emanet ettiği İstanbul’a sahip çıktı. İstanbul’un işgalci İngiliz ordusu ve müttefiklerinden kurtuluşunun 100. yılını kutluyorum. 'Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe' İstanbul’un ‘Türk ili’ olarak yaşayacağına yürekten inanıyorum.
O tarihte Meclis Başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin hemen ardından Cumhuriyetimizin ilk reisicumhuru seçildiğini hatırlatan Avdagiç,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, teşekkür konuşmasının sonunda Meclise şöyle seslendi. Milletin teveccühünü daima dayanak noktası kabul ederek, hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.’ İşte, bizim için Cumhuriyet, Atatürk’ün ifadesiyle saadet demektir, başarı demektir, zafer demektir. Milletimize bu üç hasleti yaşatmak için çalışmak demektir” ifadelerini kullandı.
Atatürk liderliğindeki Meclisin 'Türkiye hükümetinin şekl-i hükümeti, Cumhuriyettir' hükmünü anayasaya koyduğunu hatırlatan Avdagiç, "Cumhuriyet, Türk devletini bu coğrafyadan silmek isteyenlere, hatta bu amaçla bize ömür biçenlere, devletimizin ebediyen var olacağını haykıran bir semboldür. Türk tüccarı açısından baktığımızda ise Cumhuriyet, ekonomik bağımsızlık demektir, yerli üretim demektir, kalkınma demektir, 'kimsesiz' kimsenin kalmaması demektir, daha yaygın ve nitelikli eğitim demektir. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmakla yetinmeyip, onun önüne geçmek, bu hedeflerle donanmaktır. Cumhuriyet, ülkemiz ve milletimiz için çalışmak demektir" ifadelerini kullandı.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalara ilişkin olarak, "İsrail devleti, ülkesini savunma adı altında Filistinlilere yönelik katliam uyguluyor. Bölgede İsrail’in sivil halka yönelik bombardımanları derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde savaşın yaygınlaşması gündeme gelecektir. Bu da hem bölge hem dünya için büyük tehlike doğuracaktır. İş dünyası olarak sivil can kayıplardan büyük üzüntü duyuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığının büyük çaba gösterdiği sükûnetin bir an evvel tesis edilmesini dilediklerini kaydetti.
Şekib Avdagiç şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımızın açıklamasının en doğru çıkış ve çözüm yolu olduğuna inanıyoruz: Filistin meselesi hakkaniyete uygun bir şekilde çözülmelidir. Bunun esası da 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğe haiz, başkenti Kudüs olan bir Filistin Devletinin hayata geçirilmesidir. Artık bu gerçeğin ertelenemeyeceğini, Filistin topraklarında Filistin devleti olmadan bir barış olmayacağını herkesin anlaması gerekiyor. Filistin halkı yok edilemez. Filistin halkı, İsrail nüfusuyla çevrilmiş abluka mahallelerde yaşamaya mahkûm edilemez. Artık öfke yerine aklın hakim olması, şiddet yerine barış dilinin konuşulması gerekiyor. Barış bölgeye en doğru yolu gösterecektir." Sözleri sonrası komiteleri hakkında söz alan üyelerin sorunlarına cevap verdi.
İTO Mayıs 2023 Meclis Toplantısı – İTO, Yerli ve Milli Üretimden Yana Taraftır."
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un da konuk olduğu İTO Mayıs 2023 meclis toplantısında (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "İTO, küresel bir güç olarak bölgesinde sivrilen, bu coğrafyada sürdürülen haksızlıklara 'dur' diyen, mazlumların umudu Türkiye'den yana taraftır. İTO, yerli ve milli üretimden yana taraftır."dedi
İTO Mayıs 2023 meclis toplantısında Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken “Bugün değerli misafirimiz var. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bizlerle birlikteler tabii bu yoğun günler arasında zaman ayırıp bizlerle birlikte olduğu için ben kendisine ve beraber burada bulunan arkadaşlara herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi
Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken Şubat ayında çok önemli bir deprem felaketi yaşadığımızı, deprem sonrasında illerimize yönelik çok ciddi bir imar ve inşaat halinde olduğunu vurguladı. “Bu sadece hükümetimizin işi değil, bütün milletçe yapmayı isteriz. Yönetim kurulu başkanımızın da
ifade ettiği gibi iş yerlerimizin yeniden ele alınması onların düzenlenmesi konusunda görüşlerimizi ifade ediyoruz ki. Bakanımızla da birçok temaslar kuruldu. bu meclisimizde de burada olması depreme yönelik bizlere mesajlar verecektir” sözleriyle birlikte meclis adına Bakana teşekür ederek (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’i davet etdi
Seçimlerin, sükunet ve demokratik vakar içinde geçmesini dileyen Avdagiç, "Türkiye, Cumhuriyet'in 100. yılını kutladığımız 2023'te, büyük bir yol ayrımında. Türkiye, 'milletin istiklalini, memleketin bütünlüğünü' korumak için giriştiği Milli Mücadele'den tam 100 yıl sonra, çok önemli bir seçime hazırlanıyor. İstanbul iş dünyası olarak bu seçimi önemsiyoruz. Bu seçimin Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İTO, 1071'de başlayan, 1453 ile taçlanan, 1923 ile anlam kazanan Türkiye yürüyüşünün simgelediği değerlerden yana taraftır. İTO, Fatih'ten, Alparslan'a ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e Türklerin simgesi olan bağımsızlık ve özgürlükten, güçlü ve lider Türkiye'den yana taraftır. İTO, küresel bir güç olarak bölgesinde sivrilen, bu coğrafyada sürdürülen haksızlıklara 'dur' diyen, mazlumların umudu Türkiye'den yana taraftır. İTO, yerli ve milli üretimden yana taraftır. İTO, istiklal ve istikbaline sahip çıkmanın yolunun 'İstikbal Göklerdedir' anlayışından geçtiğini savunanlardan yana taraftır. İTO, Türk gençliğine gökleri ve uzayı hedef gösteren, onların girişimcilik ve yenilikçilik yönlerini ortaya çıkaran Teknofest'ten yana taraftır. İTO Kızıl Elmalardan, Ankalardan, Kaanlardan, İHA'lardan, SİHA 'lardan yana taraftır. İTO, içimizden çıkardığımız başkanlarımızdan birinin başında olduğu, yerli ve milli üretimin zirvesi Altay tankından yana taraftır. İTO, mavi vatanın sularında, 'seferden dönen Barbaros Hayreddin'in kadırgaları gibi süzülen' amiral gemimiz TCG Anadolu'dan yana taraftır."dedi
Avdagiç "Konutların kentsel dönüşümü ile ilgili verilen teşviklerden sonra işyerlerinin, iş merkezlerinin, ticaret merkezlerinin, sanayi sitelerinin, atölyelerin, fabrikaların, hastanelerin, okulların, otellerin ve depoların da en kısa zamanda depreme dayanıklı hale getirilmesi amacıyla bir teşvik paketi oluşturulması beklentisi içindeyiz. Bizler iş dünyası olarak bu konuda sizler tarafından önümüz açıldıktan sonra yarısı bizden bile demeden 'tamamı bizden' diyerek yola çıkacağımızı taahhüt ediyoruz."sözleriyle yenilenme ihtiyacı ortaya çıkan konut dışı binaların sahip olunan imar haklarının da aynen kullanılmasına izin verilmesi önerisinde bulundu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Biz hep güvenden, istikrardan yana olduk, olmaya da devam edeceğiz. İstanbul Ticaret Odası da buradaki sanayicilerimiz de iş dünyamız da Recep Tayyip Erdoğan'dan yanadır." dedi.
Bakan Murat Kurum, İstanbul'un her geçen gün güçlenen ekonomisiyle dünyanın lider şehirlerinden birisi olma vizyonuyla iddialı şekilde ilerlemektedir. Bunun da istihdamı oluşturan, üreten İTO'daki iş insanlarının sayesindedir. Kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 30'u, vergi gelirlerinin yüzde 48'i, nüfusumuzun 5'te 1'i İstanbul'da yaşadığı düşünüldüğünde gerçekten buradaki meclisimiz, sizler, ülkemizin geleceği adına hepiniz kıymetlisiniz. Her zaman milletimizin yanında oldunuz. Depremdeki yardım çalışmalarınız, işte yine evini kaybeden, yuvasını kaybeden kardeşlerimize yapacağınız yeni evlerin çalışması da bizim için, tüm milletimiz için son derece anlamlıydı. Tabii bu noktada emekleriniz için, ülkeye katmış olduğunuz değer için, gayretleriniz için, alın teriniz için sizlere ve firmalarımızda çalışan her bir emekçi kardeşime şükranlarımı sunuyorum." Şeklinde ifade etdi. Hükümet olarak yapılanları özetledi ..
Bakan Kurum "Daha 15 gün önce 'İstanbul finansın merkezi olsun' dedik ve İstanbul'a dünyanın en örnek, en güzel finans merkezlerinden birini kazandırdık. Niçin? 'Ekonomi güven içerisinde olsun, İstanbul finansın merkezi olsun ve burada İstanbul Finans Merkezi'nde gençlerimiz, geleceğimiz çocuklarımız çalışsın, üretsin. Burada hem yakın Avrupa'ya, hem de Orta Doğu'ya hizmet etsin' dedik. Söz verdik, sözümüzü tuttuk. Şimdi işte yatırımcı da üretici de hep güveni bekler, istikrarı bekler. Tutulan sözlerin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakar. Biz bu anlayıştan 21 yıldır hiç uzaklaşmadık.” Dedi sonrasında Üyelerin sorularını cevaplandırdı.