5 Aralık 2013 Perşembe

MCT MÜŞTERİ ÇAĞINDA PAZARLAMA ZİRVESİ-YILMAZ PARLAR

Türkiye’nin danışmanlık şirketi MCT Danışmanlık tarafından Avea’nın stratejik iş ortağı olduğu ve binlerce üst düzey yönetici ve pazarlama profesyonelini bir araya getiren Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi'nin 14'üncüsü 4 Aralık’ta başladı. İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen zirvenin ana teması Basit Düşün Ses Ge
Apple reklamlarının yaratıcılarından, Pi’nin Yaşamı’nın yazarına kadar pek çok pazarlama uzmanı ve yazar Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi 2013’te. Türkiye’nin danışmanlık şirketi MCT Danışmanlık tarafından Avea’nın stratejik iş ortağı olduğu ve binlerce üst düzey yönetici ve pazarlama profesyonelini bir araya getiren Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi'nin 14'üncüsü 4 – 5 Aralık 2013 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti.

Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi’ni düzenleyen MCT Danışmanlık’ın Yönetici Ortağı Tanyer Sönmezer, 14 yıldır düzenledikleri pazarlama zirvelerinin şirketlere büyük katkılar sağladığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu yıl zirvenin temasını ‘Basit Düşün, Ses Getir’ olarak belirledik. Çünkü dünyadaki trend bu yönde ilerliyor. Müşteriler artık kompleks bir sığlık değil, basit bir derinlik istiyor. Türk şirketleri bu konuda bilinçlendirmeyi ve dünya arenasına hazırlamayı hedefliyoruz. Türkiye’de birçok pazarlama yöneticisi ezberlenmiş yöntemlerle tüketiciye seslenmeye çalışıyor ancak bu yöntemler artık ses getirmiyor. Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi’nin yeni trendler, bilgi ve deneyimin harmanlandığı bir içerikle çok ilham verici olduğunu düşünüyorum.”
 İki gün boyunca devam edecek olan zirve, pazarlama alanında ses getiren işlere imza atmış pazarlama gurularını ağırlıyor. Apple’ın efsanevi kurucusu Steve Jobs’a “i” fikrini veren ve i-Mac isminin mucidi olan Ken Segall, 44 ülkede yayımlanan ve 7 milyondan fazla satan “Pi’nin Yaşamı” romanının yazarı Yann Martel ve Business Strategy Review tarafından “En iyi yeni ticari zekâlardan biri” olarak nitelendirilen Peter Fisk gibi isimler zirvenin öne çıkan konuşmacıları arasında yer alıyor. Zirvenin konferans başkanlığını ünlü pazarlama uzmanı Peter Economides yapıyor. 
Pazarlama dünyasında fark yaratan basit fikirlerin büyük etkilerini deneyimlemek isteyen herkese açık olan Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi 2013’e pazarlama alanında ses getiren işlere imza atmış önemli isimler katılıyor. Bu isimler arasında Apple’ın “Think different.” kampanyasına önemli katkılar sunan reklam gurularından, tüm dünyada en çok satanlar listesine giren “Pi’nin Yaşamı”nın yazarına kadar pazarlamanın farklı alanlarında yankı uyandıran profesyoneller yer alıyor. Pi’nin Yaşamı’nın yazarı Yann Martel zirvede konuşmacılığın yanı sıra Avea Standı’nda imza dağıtarak okurlarıyla sohbet edecek.
Steve Jobs’un bilişim dünyasında çığır açan ürünü iMac’in isim babası olan Ken Segall, aynı zamanda 90’ların ikonik sembolü haline gelen Apple’ın “Think different (Farklı Düşün)” reklam kampanyasının yaratıcısı. İlk başta iMac isminden nefret eden Steve Jobs’u ikna etmenin çok zor olduğunu dile getiren Reklam Yöneticisi Ken Segall, şöyle devam etti: “Markalar için kilit başarı faktörü “basit düşünmekte” yatıyor. Zaten çok karmaşık bir dünyada yaşıyoruz. Bu sebeple insanlar basit olanı seviyor, hızlıca adapte olabilecekleri ve aşık olabilecekleri ürün ve markalara bağlanıyorlar. ‘i’ konsepti de basitliğe olan inancımızdan doğdu. Pazarlama stratejiler için önceliklerimiz amaç belirlemek ve odağa basitleştirmeyi almak olmalı. Basitleştirmek dünyanın en zor işi ama başarabilirseniz dağları yerinden oynatabilirsiniz.”
 Ünlü Yunan Pazarlama uzmanı ve Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi Konferans Başkanı Peter Economides, global ekonomik krizden en zararlı çıkan ülkelerin başında gelen Yunanistan’la ilgili şu yorumlarda bulundu: “Elimizdeki genç yetenekleri ülkemizde tutamazsak bugünün krizi geleceğin krizine dönüşecek. Onları tutmanın tek yolu da kendilerini geliştirebilecekleri, teşvik edilecekleri ve hata yapmaktan korkmayacakları bir ortam sağlamaktan geçiyor. Bu aynı zamanda taze bir ekonomi yaratmak anlamına geliyor. Yunanistan bunu iyi değerlendirebilirse Akdeniz’in Apple’ı olabilir.”
 Basit Düşün Ses Getir! / Think Simple Live Loud!Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi 2013’ün bu yılki teması bu fikir üzerine kurgulandı. Bu düşünce her pazarlamacının müthiş fikirler oluşturmasına yardımcı olacak basit bir mantradır. Bu tema, filtreyi aşacak fikirlerin, dinleyicilerin dikkatini çekecek fikirler oluşturmasına zemin hazırlama amacını taşıyor. Pazarlamacılar basit düşünmeye devam etmeli, ancak bir yandan da bunları paylaşmalı çünkü bugünün karmaşık piyasasında sonuç sağlayan fikirleri oluşturmanın tek yolu bu...Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi’nin Konferans Başkanı, bu yıl da Peter EconomidesZirveye bu yıl da dünyanın önde gelen kurumlarıyla çalışmış Peter Economides başkanlık yapıyor. Economides, değişime; değişen kültür, tüketici alışkanlıkları ve davranışlarına stratejik yanıtlar sağlamaya odaklanan bir isim. “Life of Pi”nin Oscar Yolculuğu – Yann Martel44 ülkede yayımlanan ve 7 milyondan fazla satan “Pi’nin Yaşamı” romanıyla 2002 Man Booker Ödülü kazanan Yann Martel, zirvenin önemli konukları arasında yer alıyor. 16 yaşındaki Piscine Molitor Patel’in bir Bengal kaplanı ile Pasifik Okyanusu’nda bir salın üzerinde hayatta kalma mücadelesini konu alan “Pi’nin Yaşamı”, geçen yıl Tayvanlı yönetmen Ang Lee tarafından filme uyarlandı, Akademi Ödülleri’nde 11 dalda aday gösterildi ve En İyi Yönetmen dahil dört dalda Oscar ödülüne layık görüldü. Yann Martel zirvede, en çok satanlar listesine giren kitabının Oscar’a uzanan başarı hikayesini anlatıyor. “iMac” ismini bularak “i” çılgınlığını başlatan isim – Ken SegallPazarlama Zirvesi’nin bir diğer önemli konuğu, NeXT ve Apple dönemlerine yayılan 12 yıl boyunca Steve Jobs ile yakın çalışan bir yazar ve aynı zamanda reklam yöneticisi olan Ken Segall. “iMac” ismini bulan ve “i” çılgınlığını başlatan Ken Segall, Apple’ın ünlü “Think different.” kampanyasının geliştirilmesine önemli katkılar sundu, Dell ve Intel markalarının büyük reklam kampanyalarında çalıştı. Ken Segall,
 

Zirvenin en dikkat çekici konuşmacıları arasında yer alan GeniusWorks’ün kurucusu ve pazarlama uzmanı Peter Fisk’e göre gelecek dönemdeki tüm önemli gelişmelerin mimarı pazarlamacılar olacak. İçinde yaşadığımız dönemde basitliğin para getirdiğine ve dünyada güç dengelerinin değiştiğine vurgu yapan Fisk, şöyle devam etti: “Pazarlamacı olmak için en ideal dönemde yaşıyoruz. Sayısız kategoride sonsuz pazarlama fırsatları mevcut. Öte yandan değişen dünya dengeleri de pazarlamada öne çıkan ülkelerin sıralamasını değiştirecek gibi görünüyor. Güç artık Batı’dan Doğu’ya geçiyor. Gelişmekte olan ülkeler sahip oldukları genç nüfus ve kültür potansiyeliyle yeni dönemin yıldızları olacak. Gelişmekte olan ülkeler artık düşük maliyetli tedarik ve düşük bütçeli müşteri kaynağı olmayacak. Bu piyasalar insanlara duygusal olarak seslenen pazarlama stratejilerine ağırlık verirse kazanan onlar olacak.”
www.scoopertino.com adlı web sitesinde Apple hakkında haftalık izlenim yazıları yazıyor.Sosyal Medya Çağında Müşteri Deneyimi – Dave CarrollÖdüllü şarkıcı ve söz yazarı Dave Carroll; profesyonel konuşmacı, yazar ve aynı zamanda bir sosyal medya inovatörü. Müzik endüstrisinde yirmi yıllık tecrübeye sahip Carroll, 2009’da United Airlines ile zorlu bir müşteri hizmeti sorunu yaşadığında, bu sorununu dünyayla paylaşmak için hikaye anlatma konusundaki ustalığını kullanarak “United Breaks Guitars” adlı videoyu hazırlamış, video YouTube’da 150 milyondan fazla tık almıştı. Pazarlama, liderlik ve sosyal medya - David Meerman ScottZirvede “Gerçek Zamanl
Pazarlama” teması üzerine konuşma yapacak olan David Meerman Scott’un uzmanlık alanı pazarlama stratejisi. Scott’un internet üzerinde pazarlama ve halkla ilişkiler gerçeği konusunda insanlara yol gösteren “The New Rules of Marketing&PR” adlı kitabı, BusinessWeek dergisinin en çok satanlar listesinde altı ay kalarak, modern iş kitabı klasikleri arasına girdi ve 26 dile çevrildi. Sihirli Pazarlama Makinası – Peter FiskBusiness Strategy Review tarafından “En iyi yeni ticari zekalardan biri” olarak nitelendirilen Peter Fisk, yenilik ve pazarlama konularında uzman bir danışman. American Express, Coca-Cola, GSK, Marks&Spencer, Microsoft, O2, Philosophy, Red Bull, Shell, Virgin, Vodafone ve Volkswagen gibi şirketlerle çalışan ve dünyanın en büyük pazarlama kuruluşu olan The Chartered Institute of Marketing’in dönüştürücü CEO’luğunu yapmış bir isim.  
 
 Orta sınıf tüketiciler hangi markaları tercih ediyor? - Sean Pillot de Chenecey“Arada kalmış orta sınıf” olarak adlandırılan kitlenin üzerindeki baskı ve bunun piyasalar üzerindeki etkisini beş yıl boyunca araştıran Sean Pillot de Chenecey, bu konuda sektör otoritesi olarak görülüyor. Trend analizi, tüketici iç görüleri ile marka stratejisi konularında uzman olan ve en gelişmiş yöntemleri kullanan araştırma danışmanı Sean Pillot de Chenecey, 2013 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirdiği ABD ve Avrupa’daki orta sınıf tüketicinin markalara karşı davranış ve tutumları konulu araştırma projelerinin detaylarını zirveyi izleyenlere aktaracak.B3: Basit, Başarılı, Büyük Stratejiler – Tanyer SönmezerB3: Basit, Başarılı, Büyük Stratejiler” temalı sunumunu aktaracak olan Tanyer Sönmezer, Türkiye’nin en büyük şirket ve organizasyonlarının çalışanlarına hem kişisel hem de çalıştıkları ekip dahilinde gelişimin kapılarını açan MCT Danışmanlık’ın liderlerinden biri… Bugüne kadar danışmanlık yaptığı şirketlerin yanı sıra yüzlerce konferans, şirket toplantısı ve zirvede konuşmacı olarak yer alan Sönmezer’in, “Yöneticinin Sırt Çantası” ve “Yöneticinin Beslenme Çantası” adlı kitapları, iş dünyasında başarının anahtarları üzerine pratik ipuçları içeriyor. Stratejiye Tapınmanın Sonu mu Geldi? – Fazıl Oral1998’den beri MCT Danışmanlık’ta liderlik ve yönetim becerileri, müzakere ve çatışma yönetimi ve strateji konularında eğitim ve konferanslar düzenleyen Oral, Pazarlama Zirvesi’nde “İnsanlar arasındaki her türlü etkileşim, yaşadığımız deneyimlerden oluşur”, “Karmaşa ve karışıklığı azaltmanın yolu nedir? Hangi düşünme sistemleri aracılığıyla basitleştirebiliriz?”, “Her şey stratejik düşünme ve stratejik uygulamalarla çözülebilir mi?” gibi konulara dikkat çekecek.
yilmazparlar@yahoo.com



3 Aralık 2013 Salı

Türkiye İnovasyon Haftası-Yılmaz Parlar

Yenilikçi fikirler, geleceği bugüne taşıdı…Türkiye İnovasyon Haftası



inovasyonun ilham verici kapılarını açtı
Bu yıl 20. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 28-30 Kasım tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası etkinlikleri kapsamında katılımcılar inovasyonun bilgi dolu dünyasını keşfe çıktı.




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ve T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın destekleriyle gerçekleşen Türkiye İnovasyon Haftası, dünyada ve Türkiye'de fark yaratan uluslararası profesyonel, sanayici, akademisyen ve üniversite öğrencilerini İstanbul’da buluştururken, inovasyon ve Ar-Ge’nin Türkiye ekonomisi ve ihracatında taşıdığı önemi bir kez daha Türkiye gündemine taşıdı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi; Türkiye İnovasyon Haftası ile kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının inovasyona dayalı aktivitelerini destekleyerek Türkiye’ye moral, motivasyon ve özgüven aşıladıklarını belirtirken, Türkiye’nin gücüne ve bu ülkenin gençlerine yürekten inandıklarının altını çizdi.

 


Stratejik sponsorluğunu Arçelik, Brisa, Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Türk Hava Yolları’nın üstlendiği organizasyon, yurt içi ve yurt dışından ilham verici fikirleriyle büyük ses getiren konuşmacıları ağırladı.






Dünyanın ve ihracatın geleceğinin inovasyona dayalı kalkınmaya bağlı olduğu öngörüsünden hareketle ilki 2011 yılında düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası bilim, teknoloji, pazarlama, tasarım, kent, iş ve sanayi dünyası, pazarlama, enerji ve tıp alanlarında inovasyonun geliştirici gücünü gözler önüne serdi.






273 Ar-Ge projesi ve 243 tasarım projesi ile farklı bakış açıları



Başarılı tasarımcılarla, sanayicileri buluşturarak sektörü kaliteli tasarımlarla beslemek hedefinden hareketle, İhracatçı Birlikleri tarafından 2013 yılında düzenlenen 8 Farklı Ar-Ge Proje Pazarı ve 17 farklı tasarım yarışmasından seçilen ödüllü 273 Ar-Ge projesi ve 243 tasarım projesi katılımcıların beğenisine sunuldu. 168 üniversiteden seçilen projeler ise karma bir sergi olarak etkinlikte yer aldı.



53 Ar-Ge Merkezi, 16 Teknopark, 8 Bilim Merkezi ile 53 üniversite stand açarak, katılımcılara inovasyona dayalı zengin bakış açısı kazandırdı.



 




Büyükekşi: Biz Türkiye’nin İnovasyon Potansiyeline İnanıyoruz



Bilim, teknoloji, nanoteknoloji, marka yönetimi, dijital pazarlama, tasarım, enerji, kent, iş ve sanayi dünyası alanlarında inovasyonun geliştirici gücüne dikkat çeken böyle önemli bir organizasyonu düzenledikleri için oldukça memnun olduklarını ifade eden TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “57 bin ihracatçının temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) olarak, 2023 yılında ulaşmayı hedeflediğimiz 500 milyar dolarlık ihracata, Türkiye’ye inovasyon kültürünü, iklimini ve eko sistemini daha fazla yerleştirerek ulaşabileceğini düşünüyoruz. Büyük bir inançla gerçekleştirdiğimiz Türkiye İnovasyon Haftası ile yeni teknoloji ve üretim süreçlerinin daha kapsamlı tanıtımını yapıyoruz, akademi ve sanayiyi daha sıkı kenetliyoruz. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının inovasyona dayalı aktivitelerini destekleyerek Türkiye’ye moral, motivasyon ve özgüven aşılıyoruz. Biz Türkiye’nin inovasyon potansiyeline inanıyoruz, bu ülkenin gençlerine inanıyoruz. Dinamik gençlerimiz Türkiye’nin geleceğine yön verecek. O yüzden gençlerimize daha fazla imkân verelim, onların önünü açalım.” dedi.






Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında olabilmek ve dünya mal ihracatından daha fazla pay alabilmek için odak noktasının, her zamankinden daha fazla katma değer yaratmaya yönelik inovasyon olduğunu belirten Büyükekşi, Türkiye’nin geleceğine yapılacak en büyük yatırımın, girişimciyi ve girişimciliği ön plana çıkararak geleceğin inovatif liderlerini yetiştirmek olduğunun altını çizdi.









20 kişilik CERN seyahatinin kazananları basın toplantısı ile duyurulacak


Bu yıl Türkiye İnovasyon Haftası’nda bir ilke daha imza attıklarını belirten Büyükekşi, “Türkiye İnovasyon Haftası etkinlikleri sırasında, sosyal medya takipçilerimiz, üniversite öğrencilerimiz ve basın mensuplarımız arasından belirlediğimiz 20 kişilik bir ekibi, Avrupa’da inovasyonun kalbi olan CERN’e götüreceğiz. Aynı zamanda 20. kuruluş yıldönümümüzü kutladığımız bu yılki etkinlikler kapsamında, Türkiye’nin inovasyon potansiyelini açığa çıkararak 500 milyar dolarlık ihracat hedefine giden yolda ivme kazandığımızı düşünüyorum. Bu ivmenin artarak devam etmesi en büyük isteğimiz.” dedi.

Türkiye İnovasyon Haftası’nı sosyal medya üzerinden takip edenler ve üniversite öğrencileri arasından belirlenecek 20 kişilik CERN seyahati kazananları, önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek bir basın toplantısı ile duyurulacak.






Yeniliğin nabzını çarpıcı isimler tuttu


Türkiye İnovasyon Haftası’nda yurt içi ve yurt dışından ses getiren önemli konuşmacılar deneyimlerini ve ilham veren görüşlerini paylaştı. Bilim, teknoloji, tıp, enerji konularında farklı uzmanlıklara sahip olan dünyanın önde gelen uzmanları; Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında gerçekleştirdikleri sunumlarında inovasyonun önemine ve geleceğine ilişkin çok önemli ipuçları verdiler.



Türkiye İnovasyon Haftası’nın son günü gerçekleştirilen kariyer etkinliğinde Türkiye’nin en önemli şirketlerinin CEO’ları ve genel müdürleri üniversite öğrencileri ile bir araya gelerek üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtladılar.



Avea CEO’su Erkan Aydemir, TürkMedya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, OMV Türkiye CEO’su Gülsüm Azeri, Fiba Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu başkanı Hüsnü Özyeğin, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, THY Genel Müdür, Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Temel Kotil, TEB Holding Yönetim Kurulu Üyesi Varol Civil, TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener ve Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’ın katıldığı kariyer etkinliğinde; her yönetici farklı üniversitelerden 4 öğrencinin kendilerine yönelttikleri soruları yanıtladılar.

İnovasyon Haftası’na gelemeyenler, bulundukları yerden izledi!
Üniversiteler, liseler, Ar-Ge merkezleri, Teknoparklar başta olmak üzere inovasyonla ilgili tüm paydaşların yer aldığı haftada, www.turkiyeinovasyonhaftasi.com üzerinden akreditasyon yapan herkes etkinliğe ücretsiz olarak katılma imkânı buldu. Etkinliğe bizzat katılamayan inovasyon meraklıları ise www.timtv.com.tr, twitter.com/inovasyonTR,

www.facebook.com/turkiyeinovasyonhaftasi ve www.turkiyeinovasyonhaftasi.com adresleri aracılığıyla tüm etkinlikleri takip edebilme şansını yakaladı.


yilmazparlar@yahoo.com

29 Ekim 2013 Salı

Akbank Private Banking Yeşilköy Şubesi açıldı-Yılmaz Parlar

 
Akbank Private Banking

Yeşilköy Şubesi açıldı

 

Akbank Private Banking Yeşilköy  Şubesi, müşterilerinin yanı sıra seçkin davetlilerin katılımıyla açıldı.

 

Türkiye’de özel bankacılığın öncü kuruluşu Akbank Private Banking Yeşilköy şubesi, Akbank Private Banking’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı’nın evsahipliğinde İstanbul'un önemli merkezlerinden Yeşilköy’de açıldı.

 


Akbank Private Banking Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, Türkiye’deki 11 yıllık geçmişiyle, özel bankacılık alanındaki en deneyimli kuruluş olarak, müşterilerine geniş finansal ürün ve hizmet seçeneğini sunduklarını söyledi. Galatalı , Akbank Private Banking yatırım danışmanlarının, müşterilerine yatırımlarını yönlendirme konusunda doğrudan hizmet verdiklerini, yatırımcılar için altın değerinde olan zamanı en iyi şekilde değerlendirmeyi her zaman ön planda tuttuklarına dikkat çekti  ve ekledi:

 

"Nitelikli insan gücümüzün bilgi ve deneyimleri ile 17 milyar liralık bir tutara yön veriyoruz. Türkiye’de henüz özel bankacılık hizmeti yokken Akbank bünyesinde kurulan ve bu sene 12. yılını kutladığımız Private Banking bölümümüz, sektördeki öncülüğümüzün açık bir göstergesi.”

 

Akbank’lı olmanın farkını yaşatmak için Yeşilköy’de de bir şube açmaktan çok mutlu olduklarını da vurgulayan Galatalı, 12 yıllık birikimi ve konularında geniş bir ekipten oluşan uzman kadrosu ile Akbank Private Banking müşterilerine, Türkiye'deki tüm yatırım araçlarının yanında global piyasalarda mevcut yatırım araçlarını da kullanarak optimum kazancı elde edecek olanaklar sunduğuna işaret etti.


yilmazparlar@yahoo.com

12 Ekim 2013 Cumartesi

TANAP PROJESİ-YILMAZ PARLAR

TANAP PROJESİ, TÜRKİYE’YE ENERJİDE EŞİK ATLATACAK
Hazar Bölgesi ile ilgili özgün araştırmalar üreten ve bölgenin dünyada önemli bir merkeze dönüşme sürecinde aktif bir rol alan Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), basın mensuplarıyla bir araya geldi.

İstanbul Hilton Otel’de düzenlenen kahvaltılı basın toplantısının konusu Güney Gaz Koridoru’ydu. Toplantıda enerji tarihinde bir devrim olarak nitelendirilen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile Şah Deniz gazını Türkiye-Yunanistan sınırından alarak Avrupa’ya ulaştıracak bir kanal niteliğindeki Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi (TAP) masaya yatırıldı. HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Bülent Aras, HASEN Bilim ve HASEN Enerji ve Ekonomi Merkezi uzmanı ve Efgan Niftiyev, HASEN Akademik İşler Koordinatörü Emin Akhundzada, HASEN Ekonomi ve Kalkınma Araştırmaları Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Macit, HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Doç. Dr. Fatih Özbay gazetecilerin TAP ve TANAP projesi, Güney Gaz Koridoru ve Türkiye’nin enerji politikalarına dair sorularını yanıtladı.

HASEN’in misyon ve vizyonunu anlatan HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Bülent Aras, “Enerji alanı içerisinde Güney Gaz Koridoru önemli bir yer tutuyor. HASEN Türkiye merkezli bir araştırma kurumu. Enerji yanında ulaşım bizim için önemli bir çalışma alanı. Bir anlamda Hazar’ı yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Hazar’ı bir barış, huzur, kalkınma ve zenginleşme alanı olarak görüyoruz. Türkiye’nin geldiği noktadan öteye geçebilmesi için çalışıyoruz. Türk dış politikasının merkezinde Türkiye’nin bir “enerji hub”ı olması hedefi var. Neden Türkiye güvenilir bir şekilde Avrupa geçişini sağlamasın? Enerji projelerinin Türkiye’ye faydası çok yönlü. Bu projeler Türkiye’nin ekonomik ve siyasi önemini artıran projeler. Aynı zamanda alternatif politikalar üretmeye çalışıyoruz. Kaynaklara biraz daha dikkat çekmek istiyoruz. Ekonomik fayda ve bölgesel istikrar oluşturmayı amaçlıyoruz. Bütün bölgenin kazanacağı bir sistematik üzerinde kafa yoruyoruz.” dedi.
TAP ve TANAP projelerini önemine değinen Aras, “Şu anda projelerin finans modelleri üzerinde çalışılıyor. TANAP’ın 10 milyar dolarlık bir maliyeti söz konusu. Güney Gaz Koridoru’nun maliyeti toplamda 50 milyar dolar civarında. TANAP projesinde Türkiye’nin projedeki ortaklığı yüzde 20, Azerbaycan’ın ise yüzde 80 oranında... Ayrıca geçtiği ülkelerde muazzam istiham oluşturacak bir proje. Doğrudan inşaat sektörüne de katkısı var. Hepsinden önemlisi Avrupa’ya gidecek yeni bir enerji hattının Türkiye üzerinden geçmesi. Bölgede yeni enerji aktörleri ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin bu projeden zarar edip etmeyeceği sorusuna ise Aras, “Şu anda TANAP’ın finans modeli üzerinde çalışılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı Taner Yıldız’ın öngörüsüne göre proje gerçekleştirdiğinde ülkemizin yıllık geliri 4 milyar dolar civarında olacak, bu da Türkiye’nin bu konuda sıkı pazarlık edeceğini gösteriyor. TANAP’la Türkiye alternatif bir enerji kaynağına sahip olacak, bu da ileriki aşamada doğal gaz fiyatlarını aşağı yönde etkileyecek.” yanıtını verdi.
Rusya’nın Gürcistan’la ilgili ilişkisini değerlendirmelerde bulunan Başkan Aras, “Rusya güvenilir bir enerji sağlayıcı. Bölgesel projeleri de dikkatle izleyen bir ülke. TANAP, Rusya’ya karşı yapılan alternatif bir proje değil, sadece Hazar Bölgesi’nin kendi gazını Batı pazarına çıkarmak için yapılan bir yatırımdır. Gürcistan’la ilişkileri pozitif yönde değiştirecek her türlü katkı bu projelerin değerini artıracak. Türkiye’nin yapacağı katkı sınırlı. Olaylar Rusya ile Gürcistan arasında. Türkiye’nin yapacağı şey Rusya ve Gürcistan’ın ilişkilerine pozitif katkı sağlaması. “ dedi.

HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Özbay ise Rusya’nın enerji piyasasının çok hareketli olduğunu, Türkiye’nin kışın enerji ihtiyacının arttığı dönemde bundan sonra Azerbaycan’a başvurulacağı yönünde Rusya’dan gelen açıklamanın ise iyi işaret olduğunu söyledi.
TANAP’ın amacını anlatan HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Koordinatörü Efgan Niftiyev, “Daha önce Nabucco West ve Trans Adriyatik Boru Hattı projeleri adaydılar. Fakat Haziran ayı itibariyle bu gazı taşımak için seçildi. TANAP projesi için birçok şey şekillenmiş durumda. Statoil ile BP de buna katılacak. Prensipte böyle bir şeye anlaşılmış durumda. Bu projenin geçtiği bölgede tahmini olarak 30 bine yakın yeni işyeri ortaya çıkacak. Türkiye’nin önemli bir enerji geçiş noktası olması için bir altyapıya ihtiyacı olacak. Kuzey Irak’taki gaz kaynaklarının da buraya dahil olma ihtimali var. Bu noktada atılması gereken adım atılmış oldu.” dedi.
Toplantıda Türkiye’nin doğal gaz alanında bir enerji koridoru olma konusu da derinlemesine tartışıldı. HASEN Akademik İşler Koordinatörü Emin Akhundzada, “1994 senesine asrın anlaşmasına dönersek 13 petrol şirketi birlikte bir anlaşma yaptı. Bunun akabinde çıkarılan petrollerin Avrupa’ya taşınması söz konusuydu. 1998’de yapılan Bakü-Tiflis-Ceylan Petrol Boru Hattı ile temelleri atıldı. Güney enerji koridorunun birinci fazı bu hattı oluşturmaktı ve her türlü zorluklara rağmen bu başarıldı. O zamanlar fizibilite tartışmaları vardı. Bu Türkiye’nin elini büyük ölçüde güçlendirmiş oldu. Çünkü Türkiye petrolün yansıra doğal gaz nakli konusunda da bölgenin ‘hub’ olmak istiyor. Bu noktada BTC botu hattı Türkiye için önemli bir referans kaynağı olmakta.” şeklinde konuştu.
Ayrıca şu bilgileri hatırlattılar. Güney Gaz Koridoru, Türkiye’yi Bölgenin Önemli Bir Enerji Oyuncusu Yapacak

Doğu ile Batı arasında köprü konumunda olan Türkiye’nin bu özelliği enerji sektörü için de geçerli. Şöyle ki, dünyanın en zengin enerji kaynakları ülkemizin doğusu olan Orta Doğu ve Hazar bölgesinde çıkarılırken, bunu en çok tüketen ülkeler de Türkiye’nin batısında bulunuyor. Türkiye bu avantajını etkin kullanarak bölgenin en önemli oyuncularından birisi haline gelebilir. Türkiye bu yönde çok önemli projelere imza attı ve yeni projeleri gerçekleştirme yolunda ciddi adımlar atmaya devam ediyor. Bu noktada Güney Gaz Koridoru’nun (GGK) önemine dikkat etmek gerekir. GGK, Hazar bölgesi doğal gazının Avrupa’ya ulaştırılma projesidir. Güney Gaz Koridoru vasıtası ile Hazar doğal gazının yanı sıra, Irak ve İsrail doğal gazı da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılabilecek. Proje gerçekleştiğinde, Türkiye kendisinin enerjiye olan bağımlılığını önemli oranda azaltmış olacak. Aynı zamanda Hazar ve Orta Doğu doğal gazının Avrupa’ya nakli ve Avrupa enerji arz güvenliği noktasında çok kilit bir rol üstlenecek ve bölgesel barışa ve entegrasyona katkıda bulunacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın öngörüsüne göre GGK’nın gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin yıllık geliri 4 milyar dolar olacak. Keza Dış İşleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu 25 Eylül’de New York’un Waldorf Astoria Oteli’nde Hazar Strateji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Hazar Forumu'ndaki konuşmasında Güney Gaz Koridorunun Türkiye için önemine atıfta bulunarak, bu koridorun sadece bir doğal gaz koridoru değil, aynı zamanda bir barış koridoru olduğuna vurgu yapmıştır.

Türkiye ve Azerbaycan’ın önderlik ettiği TANAP Projesi, dünya enerji piyasalarında ses getirecek dev bir projedir. TANAP, Avrupa’nın ve Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılamayı bunun yanı sıra bölgede gaz çeşitliliğinin sağlanmasını hedefleyen bir projedir. Türkiye ve Azerbaycan, enerji alanında Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri ile ivme kazanan stratejik işbirliğini, 2008 yılında PETKİM’in SOCAR tarafından satın alınmasıyla derinleştirmiştir. GGK’nun en önemli ayağı ise TANAP Projesidir. 26 Haziran 2012’de de Hükümetler arası imzaların atıldığı TANAP (SOCAR, BOTAŞ ve TPAO ortaklığı), Türkiye ve Avrupa’nın doğal gaz arzına, Azerbaycan

Şah Deniz-2 sahası ve ilave kaynaklardan doğal gaz tedarikiyle büyük katkı sağlayacaktır. Çıkış noktası Azerbaycan, Türkiye sınırı girişi Artvin Türkgöz'ü olan 56 inçlik hattın, Avrupa’ya çıkış noktası Yunanistan, Türkiye içi çıkış noktaları ise Eskişehir ve Trakya bölgesi olacaktır.

TANAP Projesi için öngörülen 4 aşamanın ilki 2018’de ilk gaz akışıyla gerçekleşecek. 2020’de yıllık 16 milyar metre küp olacak kapasitenin, 2023’te 23 milyar metre küp, 2026’da ise 31 milyar metre küp seviyesine kadar ulaşması hedeflenmektedir.

Güney Gaz Koridoru’ndan ilk aşamada Azerbaycan doğal gazı akacak. Bu ülkenin sadece Şah Deniz Sahası’nın toplam rezervi yaklaşık 1,2 trilyon metreküp ve hali hazırda 10 milyar metreküpe yakın üretim gerçekleştirmektedir. Bunun 6,8 milyar metreküpü Türkiye’ye pazarına ulaşıyor. İkinci aşamada 17,6 milyar metreküp üretim gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bu hacmin 6 milyar metreküpü Türkiye’ye, 10 milyar metreküpünün ise TAP ile Güneydoğu Avrupa’ya ulaştırılması planlanıyor. Gazın hangi projeyle Avrupa piyasasına ulaştıracağı konusunda Şah Deniz Konsorsiyumu’nun geçtiğimiz Haziran ayında aldığı TAP kararı, GGK’nın proje aşamasından fiziki olarak gerçekleşme aşamasına geçme yolunda atılan en önemli adımlardan birisidir. Azerbaycan gazını Avrupa’ya ulaştıracak olan TANAP ve TAP projeleri ile Azerbaycan gazı Gürcistan üzerinden Türkiye'ye, buradan da Yunanistan sınırından alınacak, Arnavutluk ve Adriyatik Denizi’nden geçerek İtalya’ya ulaştırılacaktır. BP, SOCAR, Statoil, Fluxys, Total, AXPO ve E.ON gibi uluslararası ortakların gerçekleştirdiği TAP’ın mevcut kapasitesi yılda 10 milyar metreküp. İlerleyen yıllarda hattın kapasitesinin yıllık 20 milyar metreküpe çıkarılması planlanmaktadır. İlk etapta Azerbaycan gazı ile hayata geçen GGK, Avrupa’nın gelecekteki gaz ithalat potansiyeli ve gaz kaynaklarını çeşitlendirme ihtiyacı göz önüne alındığında yeni tedarikçilere ihtiyaç duyacaktır. Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri söz konusu projenin kapasite artışı için en güçlü olası yeni tedarik kaynakları olarak öne çıkıyor. Doğu Akdeniz’deki rezervler de Güney Gaz Koridoru için önemli bir kaynak olabilir. Bu rezervlerin yeni bir boru hattı projesi ile TANAP’a eklenmesi, GGK'nı bir daha Avrupa için önemli bir gaz tedarik kaynağı haline getirecektir.
yilmazparlar@yahoo.com

19 Ağustos 2013 Pazartesi

BASF, "Biz kimya yaratıyoruz dünya turu" ile yeniliklerini sergiliyor
Dünyanın lider kimya şirketi BASF’nin “Biz kimya yaratıyoruz dünya turu” 19-21 Ağustos tarihleri arasında İstanbul'daki Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştiriliyor.











Ocak 2012'de Mannheim, Almanya'da başlayan dünya turu,İstanbul’a gelmeden önce dünya genelinde 10 şehri ziyaret etti.



BASF'nin 10 farklı alandaki inovatif çözümlerini sergilediği “Biz kimya yaratıyoruz dünya turu” (We create chemistry world tour); iş ortakları, müşteriler, basın mensupları, STK temsilcileri, çalışanlar ve üniversite öğrencilerinden oluşan bir topluluğu bir araya getiriyor. İnteraktif sergi, şirket paydaşlarının BASF'nin toplumun günümüzdeki ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayan kapsamlı ürün portföyünü ve teknolojilerini deneyimlemesine yardımcı olmak üzere tasarlandı. BASF, etkinlik kapsamında bitki koruma ürünlerinden elektromobilite çözümlerine; modern yalıtım malzemelerinden sürdürülebilir beton teknolojilerine kadar 10 farklı inovasyonunu tanıtıyor. AgCelence, Consumer Driven Innovation (Tüketici Odaklı İnovasyon), Ecoflex-Ecovio, Elastopave, Emobility (Elektromobilite, Modern Insulation (Modern Yalıtım), New Concrete Technology (Yeni Beton Teknolojisi), Pure Balance, smart forvision ve Windy Future (Rüzgarlı Gelecek) temalarına sahip 10 ayrı BASF standını ziyaret eden katılımcılar, yetkililerden BASF’nin sunduğu çözümlere ilişkin detaylı bilgi aldı.




Etkinlikle ilgili görüşlerini paylaşan BASF Türk Kimya CEO’su Volker Hammes, "2050 yılında, bu gezegende dokuz milyarın üzerinde insan yaşayacak. Bu nüfus artışı çok büyük global zorlukların yanı sıra, özellikle kimya endüstrisi için pek çok fırsatı da beraberinde getirecek. Kimyaya dayanan yenilikler, global zorlukların ele alınmasında önemli bir rol oynayacak. BASF olarak, Türkiye'nin dört bir yanından davet edilen iş ortaklarımızın, basın mensuplarının ve öğrencilerin yeniliklerimizden bazılarını deneyimleme fırsatı bulduğu ‘Kimya yaratıyoruz’ dünya turuna ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Tur, günümüzün ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan ve kısa bir süre önce piyasaya sunulan 10 BASF çözümünü sergiliyor" dedi.
Kimya, yaşam kalitesini arttıran; doğal kaynakları, çevreyi ve iklimi koruyan yenilikçi ve sürdürülebilir çözümleri ile geleceğin zorluklarını aşmada kilit bir rol oynarken, BASF yöneticileri ise inovasyonun uzun vadeli başarının anahtarı olduğunu belirtiyor. Entegre bir global kimya şirketi olarak benzersiz bir konuma sahip olan BASF, ekonomik başarıyı, sosyal sorumluluğu ve çevreyi korumayı bir bütün olarak görüyor.
Rakamlarla BASF'de ARGE




BASF, 2011 yılında 1.6 milyar Avro olan ARGE harcamalarını 2012 yılında 1.7 milyar Avro'ya yükseltti. Bu artışın, BASF'nin araştırmalarını global pazarlara ve müşteri sektörlerine daha yakın bir şekilde yeniden yapılandırma hedefiyle ilgili olduğu belirtiliyor. 2012 yılında pazara 250'den fazla yeni ürün çıkartan BASF'nin araştırma ekibi, 2012 yılında yenilikçi gücünü yeni bir performans seviyesine çıkarttı.
BASF'nin dünyanın dört bir yanındaki şirketlerinin ARGE departmanlarında çalışan kişi sayısı 2011 yılında 10.000 iken, bu sayı 2012 yılında %3.9'luk bir artışla 10.500’e ulaştı.Bu çalışanlar aracılığıyla 3.000 farklı proje yürüten BASF, ARGE ve inovasyon alanlarındaki teknolojisini güçlendirerek kimya sektörüne liderlik etmeyi sürdürüyor.








Dünyanın lider kimya şirketi BASF olarak portföyümüzde; kimyasallardan plastiklere, bitki koruma ürünlerinden petrol ve doğalgaza kadar birçok ürün yer alıyor. Ekonomik başarıyı, sosyal sorumluluk ve çevresel korumayla birleştiriyoruz. Toplumun bugüne ve geleceğe dair ihtiyaçlarını karşılamak adına, hemen hemen bütün endüstriyel alanlarda bilim ve inovasyon aracılığıyla müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Ürünlerimiz ve çözümlerimizle kaynakların korunmasına, sağlıklı gıda teminine ve hayat kalitesinin artırılmasına katkı sağlıyoruz. Kurumsal hedefimiz doğrultusunda; sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz. 2012 yılı sonu itibarıyla dünya çapında 110 binin üzerinde çalışanı bulunan ve bu dönemde satışları 72,1 milyar Avro olarak gerçekleşen BASF’nin hisseleri Frankfurt (BAS), Londra (BFA) ve Zürih (AN) borsalarında işlem görüyor. BASF hakkında daha ayrıntılı bilgiye www.basf.com.tr adresindeki internet sitesinden ulaşılabiliyor.

yilmazparlar@yahoo.com

30 Temmuz 2013 Salı

E-FATURA’YA GEÇİŞ-UYUMSOFT-YILMAZ PARLAR

E-FATURA’YA GEÇİŞ İÇİN BAŞVURU SÜRESİ 1 EYLÜL'DE DOLUYOR,30 BİN FİRMADAN HENÜZ ÇOK AZI BAŞVURUDA BULUNDU












Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) oluşturduğu e-Fatura sistemi ile yıllık brüt satış hasılatı 10 milyon TL’nin üzerindeki 30 bine yakın şirket, 2013 yılı Aralık sonu itibariyle kağıt fatura yerine, e-Fatura düzenleyecek. -e-Faturaya başvuru süresinin, 1 Eylül tarihinde sona erecek olmasına karşın, işletmelerin büyük çoğunluğunun henüz bu konuda bir hazırlık içinde olmadığı, şu ana kadar yapılan başvuru sayısının da binli rakamlarla sınırlı kaldığı öğrenildi.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) oluşturduğu e-Fatura sistemi ile yıllık brüt satış hasılatı 10 milyon TL’nin üzerindeki 30 bine yakın şirket, 2013 yılı Aralık sonu itibariyle kağıt fatura yerine, e-Fatura düzenleyecek. 421 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olan mükelleflerin, 1 Eylül 2013 tarihine kadar Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) başvuru yapmaları gerekiyor. e-Faturaya başvuru süresinin, 1 Eylül tarihinde sona erecek olmasına karşın, işletmelerin büyük çoğunluğunun henüz bu konuda bir hazırlık içinde olmadığı, şu ana kadar yapılan başvuru sayısının da birkaç binli rakamla sınırlı kaldığı öğrenildi.
Ticari hayatta teknolojik devrim olarak nitelenen e-Fatura uygulaması ile kayıt dışı ekonomi, naylon fatura vb gibi süreçlerin de tarihe karışacağı belirtilirken, bu yıl 30 bin işletmenin e-faturaya geçmesinin ardından 2014’te de yıllık ciro sınırının 5 milyon TL’ye indirileceği ve kademeli olarak tüm işletmelerin sisteme dahil edileceği belirtiliyor.





-“SÜRE DARALIYOR, FİRMALAR ELİNİ ÇABUK TUTMALI”-

Elektronik fatura sistemine (e-Fatura) geçiş için başvuru yapma süresinin dolmasına 24 gün kaldığını hatırlatan ve GİB tarafından belirlenen 5 entegratör firmadan biri olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Şahin şunları söyledi:
“30 bine yakın mükellefin, 1 Eylül 2013 tarihine kadar, e-Fatura kullanımı ile ilgili olarak GİB’e başvuru yapması gerekiyor. e-Fatura’ya başvuru süresinin dolmasına 24 gün kalmasına rağmen, yaklaşık 25 bin firma henüz başvurusunu yapmadı. İşletmelerin çoğunun, e-Fatura’ya başvuru yapması gerekirken, henüz k firmanın bu konudan haberi bile olmadığını görüyoruz. Süre çok daraldı, firmalar elini çabuk tutmalı” dedi.

-31 ARALIK 2013’TEN SONRA, KAĞIT FATURA KESİLEMEYECEK-

e-Fatura zorunluluğu kapsamına giren işletmelerin, e-Fatura entegrasyon çalışmalarını 31 Aralık 2013 tarihine kadar tamamlanmış olmaları gerektiğinin altını da çizen Hüseyin Şahin, “Bu yılın sonuna kadar, 30 bine yakın gerçek ve tüzel kişi olan mükellefin, e-Fatura uygulamasına dahil olması gerekiyor. e-Fatura sistemine kayıtlı kullanıcılar, kendi aralarında, kağıt fatura yerine, e-Fatura kullanacaktır. Önümüzde 4 ay gibi kısa bir süre var ve bu süre zarfında hazırlıklarını tamamlamayanların, yeni yılda kağıt fatura kesmesi mümkün değildir. Mükellef olduğu halde kağıt fatura düzenleyecekleri ise, cezai yaptırımlar bekleyebilir” diye konuştu. 2013 yılı Eylül ayından itibaren e-Fatura, 2014 yılı Eylül ayından itibaren e-Defter uygulamasına geçileceğini anlatan Hüseyin Şahin, ardından gelecek e-İrsaliye, e-Ödeme çalışmaları ile Türkiye ticari hayatında e-Dönüşüm projelerinin hayata geçmekte olduğunu belirtti.

-“E-FATURA SÜRECİNDE, BİLİŞİM SEKTÖRÜNE 300 MİLYON TL PAZAR OLUŞACAK”-

İlk etapta e-Fatura uygulamasına geçecek olan 30 bine yakın işletmenin, e-Fatura sürecine entegre edilmesi noktasında, bilişim sektörü firmaları için ilave bir 300 milyon TL pazar payı oluşabileceğini ifade eden Hüseyin Şahin, mükellef işletmelerin, entegratör olan firmalara da, fatura adedi bazında aylık hizmet bedeli ücreti ödeyeceğini belirtti.

-UYUMSOFT, E-FATURA ENTEGRATÖR OLARAK SEÇİLDİ-

Uyumsoft’un ‘e-Fatura entegratörü’ olduğunu kaydeden Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Şahin, mükellef işletmelerin e-Fatura sistemine dahil edilmesi süreçlerinde bu alandaki bilgi birikimleri ve deneyimleri yle hizmet vermeye hazır olduklarını söyledi. Kurumsal iş sistemleri kuruluşu olarak Uyumsoft’un, özel sektör ve kamu sektöründe 17 yıldır başarılı projelere imza atmakta olduğunu vurgulayan Hüseyin Şahin, şunları söyledi:
“Türkiye ticaretindeki e-dönüşüm projelerini yöneten Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın MERSİS (Merkezi Sicil Kayıt Sistemi) ve ESBİS (Esnaf ve Sanatkarlar Bilgi Sistemi) projelerinin tek yürütücüsü olan Uyumsoft, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da Türkiye’nin Ar-ge gücünün takip edildiği Türkiye Ar-Ge portalının tek yürütücülüğünü üstlenmiş durumdadır. Uyumsoft, e-dönüşüm sürecinde, ülkemizdeki işletmelere güvenilir bir yol arkadaşı olacaktır.”

-AKARYAKIT ŞİRKETLERİ, KOLALI İÇECEKLER, ALKOLLÜ ÜRÜN VE SİGARA ÜRETİCİLERİ DE GEÇECEK-

Verilen bilgiye göre, genel düzenlemenin yanı sıra 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına sahip olanlar ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla asgari 25 milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar elektronik fatura düzenlemek zorunda. 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı listedeki kolalı gazozlar, biralar, şaraplar ve diğer alkollü içecekler ile tütün ve tütün mamullerini imal veya ithal edenler ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla asgari 10 milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar da e-Fatura uygulamasına geçmek zorundalar



yilmazparlar@yahoo.com

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Zorlu Enerji’nin Pakistan Rüzgar Santrali üretim ve ticari satışa başladı-Yılmaz Parlar

Zorlu Enerji’nin

Pakistan Rüzgar Santrali

üretim ve ticari satışa başladı

Zorlu Enerji’nin Pakistan’da kurduğu ülkenin ilk rüzgar santrali, Pakistan Ulusal İletim ve Dağıtım Şirketi’ne (NTDC) ticari elektrik satışına başladı. Pakistan Jhimpir’de bulunan rüzgar santrali, 20 yıl boyunca 350 bin hane halkını aydınlatacak. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, “Pakistan’ın uluslararası yatırımla hayata geçen ilk rüzgar santralinde imzamızın yer almasından gurur duyuyoruz. Enerji sektörü açısından büyüme potansiyeli olan Pakistan’la yürüttüğümüz ilişkilerimizi, önümüzdeki dönemlerde de sürdüreceğiz” dedi.



Zorlu Enerji Grubu şirketlerinden Zorlu Enerji Pakistan’ın, 144 milyon dolar yatırım maliyeti ile Pakistan Jhimpir’de kurduğu 56,4 MW gücündeki rüzgar santrali, üretime geçti. Güvenilirlik testleri de başarı ile tamamlanan Santral, Pakistan Ulusal İletim ve Dağıtım Şirketi’ne (NTDC) ticari elektrik satışına başladı.

Pakistan’ın ilk rüzgar santrali, tam kapasite ile üretime geçtiğinde yılda 159 bin MWh (Megawatt saat) elektrik üreterek, ülkenin yenilenebilir enerji kurulu gücünün artışında ve enerjide dışa bağımlılığının azalmasında önemli bir rol oynayacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, “Zorlu Enerji Grubu olarak, yaklaşık 20 yıldır faaliyet gösterdiğimiz enerji sektöründe yenilenebilir yatırımlara özel bir önem veriyoruz. Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da yenilenebilir enerji yatırımları yapıyoruz. Rüzgar santrali yatırımımızla nüfusu 170 milyonu aşan, Asya’nın gelişmekte olan ülkesi Pakistan’ın enerji üretimine de katkıda bulunuyoruz. Zorlu Enerji olarak bugün, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından oldukça zengin olan ülkenin, enerji talebini karşılamak konusunda önemli bir katkı sağlayacağına inandığımız ilk rüzgar santralini kurmuş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.



“Santralin kapasitesini 300 MW’a kadar yükseltme opsiyonuna sahibiz”

Tarihi ve kültürel bağların iki ülke arasındaki ilişkileri her zaman güçlü kıldığını söyleyen Sinan Ak, “Pakistan’ın uluslararası yatırımla hayata geçen ilk rüzgar santralinde bir Türk şirketin imzasının yer alması, iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarını daha da güçlendiriyor. Santralimizde üretimi etkileyebilecek risklere karşı Pakistan devletinin teminatını almış olmamız da bize duyulan güvenin önemli bir göstergesi. Pakistan Rüzgar Santralimizin kapasitesini 300 MW’a kadar yükseltme opsiyonuna sahibiz. Önümüzdeki dönemde sektörümüz açısından önemli bir büyüme potansiyeline sahip olan Pakistan’da yatırımlarımızı artırmayı değerlendiriyoruz” dedi.

Yaklaşık 350 bin hane halkının elektriği Zorlu Enerji’den

Pakistan Alternatif Enerji Geliştirme Kurulu ile 2006 yılında imzalanan anlaşma kapsamında mevzuat değişikliği ve rüzgar hızındaki olası değişiklikler gibi üretimi etkileyebilecek risklere karşı Pakistan devletinin teminatı alındı. Santralde üretilecek elektrik ile her yıl yaklaşık 350 bin hane halkının aydınlanması sağlanacak.



Ödüllü Rüzgar Santrali

Zorlu Enerji, projenin finansmanı için 2011 yılının son çeyreğinde IFC, Asya Kalkınma Bankası, ECO Ticaret ve Kalkınma Bankası ile Habib Bank Limited ile kredi anlaşması imzaladı. Temin edilen 111,1 milyon dolarlık kredi ile santral çalışmalarına hız veren Zorlu Enerji, Project Finance Magazine tarafından 2011 yılında, “Ortadoğu’nun En İyi Yenilenebilir Enerji Finansmanı Ödülü”ne layık görülmüştü.

Zorlu Enerji Grubu

Zorlu Enerji Grubu; elektrik üretimi ve satışı, doğal gaz ticareti ve dağıtımı, enerji santrallerinin projelendirme aşamasını da kapsayan “anahtar teslim” inşası, enerji santrallerinin uzun süreli bakım-işletim hizmetlerinin sunulması gibi geniş yelpazede katma değeri yüksek hizmet çeşitliliği sunmaktadır. 5 doğal gaz santrali, 7 hidroelektrik santrali, 1 jeotermal santrali, 1 rüzgar santralinden oluşan portföyüyle toplam 756 MW’lık kurulu gücü olan Zorlu Enerji Grubu, sektörünün öncü kurumlarındandır. Grup, Trakya ve Gaziantep bölgelerinde doğal gaz dağıtım faaliyetlerini de yürütmektedir. Elektrik satışı alanında da faaliyetleri bulunan Zorlu Enerji Grubu bünyesindeki Zorlu Elektrik Enerjisi İthalat İhracat ve Toptan Ticaret A.Ş.; Zorlu Enerji, Zorlu Doğal ve Rotor şirketleri aracılığıyla üretilen elektrik enerjisinin satışını sağlamak ve elektrik ticareti faaliyetlerini yürütmektedir. Şirket, serbest tüketici kapsamında yer alan kişi ve kurumlara doğrudan elektrik satışı yapmaktadır. Türkiye dışında Asya ve Orta Doğu’da enerji talebinin hızla arttığı pazarlarda bölgesel güç olmak yolunda faaliyetlerini sürdürmektedir. www.zorluenerji.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Zorlu Enerji Pakistan Ltd.

Zorlu Enerji Grubu’nun %100 sahibi olduğu Zorlu Enerji Pakistan Ltd., 2006 yılında Pakistan'da rüzgar enerji santrali kurmak üzere Pakistan Alternatif Enerji Geliştirme Kurulu (AEDB) ile anlaşma imzaladı. İmzalanan anlaşmaya göre Zorlu Enerji Pakistan Ltd. Haydarabat, Jhimpir bölgesinde yer alan rüzgar enerjisi geliştirme bölgesinde rüzgar enerji santrali kurarak 20 yıl boyunca elektrik üretecek.

yilmazparlar@yahoo.com

25 Temmuz 2013 Perşembe

Merinos’tan 1500 kişilik iftar yemeği -Yılmaz Parlar


Merinos’tan 1500 kişilik iftar yemeği

Merinos, Bahçelievler Hasan Doğan Spor Kompleksi’nde, bin 500 kişinin katıldığı bir iftar yemeği düzenledi. Yemeğe, Merinos Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu da katıldı.

Halısektöründe dünya lideri olan Merinos, Hasan Doğan Spor Kompleksi’nde, Bahçelievler Belediyesi’nin organizasyonu ile bin 500 kişilik bir iftar yemeği verdi.

Merinos Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu “Merinos ailesi olarak,İstanbul’un çeşitli ilçelerinde ve Anadolu’da düzenlediğimiz iftar yemekleriyle, bu mübarek ayda bir araya gelmemize vesile olmaktan mutluluk duyuyoruz. Ramazan ayında, Bahçelievler halkıyla bu büyük sofrada bir araya gelmek bizler için çok değerli... Ramazan bereketinin ülkemiz için daim olmasını diliyorum” dedi.

Merinos Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu’nun ev sahipliği yaptığı yemeğe, Bahçelievler halkı katıldı.
yilmazparlar@yahoo.com

18 Temmuz 2013 Perşembe

İSİAD “7 Tepeden 7 Kıtaya Başarı Ödülleri” Sahiplerini Buluyor-Yılmaz Parlar

İSİAD “7 Tepeden 7 Kıtaya Başarı Ödülleri” Sahiplerini Buluyor






İstanbul Sanayici ve İş Adamları Derneği üyelerinin oylarıyla belirlenen


''7 Tepeden 7 Kıtaya İSİAD Başarı Ödülleri''nin ikincisi İstanbul Grand Cevahir Hotel’de sahiplerine ulaşacak.





TUSKON ve MARİFED bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Sanayici ve İş Adamları Derneği (İSİAD) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve TUSKON Başkanı Rızanur Meral’in katılımıyla İstanbul Grand Cevahir Hotel’de iftar yemeği düzenleyecek.

İftar yemeği sonrasında bu yıl ikinci kez düzenlenecek "7 Tepe'den 7 Kıta'ya Başarı Ödülleri" töreninde politikadan sanata, iş dünyasından spora kadar birçok alanda ödüller sahiplerini bulacak.

Sunuculuğunu Ertem Şener’in yapacağı ödül töreninde İSİAD’a üye 700'e yakın sanayici ve iş adamının oylarıyla belirlenen Yılın Sporcusu dalında Galatasaray'ın başarılı futbolcusu Dieder Drogba, Yılın CEO'su dalında AVEA CEO’su Erkan Akdemir ve Yılın işadamı dalında Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem, Yılın diplomati Fas Krallığı İstanbul Başkonsolosu Mohammed Sbih şu ana kadar ödül alması netleşen isimler arasında.



Diğer ödüler ise; Eğitime Katkı, Vefa, Yılın Medyacısı, Yılın Bürokratı, Yılın Girişimcisi, Yılın İhracatçısı, Yılın KOBİsi, Yılın Yerel Yöneticisi ve Yılın Hukukçusu dallarında verilecek.




yilmazparlar@yahoo.com




Ticaret doğudan doğuyor-Yılmaz Parlar Bildirdi

Ticaret doğudan doğuyor
 

Türkiye bugüne kadar değişik nedenlerle ihmal edilmiş olan İran ile ticari ilişkilerde yeni adımlar atıyor. Bugüne kadar istenen seviyeye ulaşamayan iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin 30 milyar dolara ulaşması için düğmeye basıldı. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin sektörel bazda geliştirilmesi için Tebriz çok önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. 6-7 Temmuz’da düzenlenen Uluslararası Ekonomik Ticaret Forumu’na Türkiye’de çok önemli bir katılım gerçekleşti.
 
İran ve Türkiye’Nin çevresinde yer alan 35 ülkeden 350’yi aşkın iş adamının da katıldığı zirvede somut sayılabilecek iş bağlantıları yapıldı.
Türkiye’den zirveye katılan Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, komşumuz İran ile ticaretin geliştirilmesi için çok ciddi çalışmalar yapıldığını belirterek, “Uluslararası düzeyde yapılan bu zirve hem iki ülkenin birbiri ile ticaretinin geliştirilmesinde hem de çevre ülkelerle ticaretin geliştirilmesi noktasında büyük katkı yapacak. Çok sayıda Türk şirketinin bu toplantıya katılması bunu gösteriyor” dedi.

Zirvede bir konuşma yapan Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi Ali Rıza Beygi de zirve sırasında yapılan ikili görüşmelere dikkat çekti ve şu noktaların altını çizdi:

Çok kısa sürede Türkiye ve İran arasındaki ticaret hacmi yıllık 30 milyar dolara ulaştırılmalı
Buna iki ülkenin üst düzeyde destek verdiği görüldü.
Hem iki ülkenin özel sektör mensuplarının hem de kamu kuruluşlarının bu konuda ciddi bir gayret içinde olduğunu gördük.

Vali Ali Rıza Beygi ayrıca eyaletin ticaretin geliştirilmesi için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayarak, “Her türlü yatırımın önünü açmaya hazırız. Destek bizden yatırım iş adamlarından.” dedi.

Toplantıya katılan Türk İran İş Konseyi Başkanı Ali Osman Ulusoy da yaptığı konuşmada uzun yıllardır İran ile iş yaptıklarını, iki ülkenin ticari ve kültürel iş birliğinin önemini vurguladı. Ulusoy aradaki bürokratik engellerin kaldırılması halinde ticaretin artmaması için hiçbir nedenin olmadığını söyledi.

NELER YAPILDI
 
Uluslararası Ekonomik Ticaret Forumu’nda Aras bölgesine ziyaretleri yapıldı ve formlar düzenlendi. Akşam Tebriz Ticaret Odası’nın koordine sektör toplantıları organize edildi.

Kısa adı TİSİAD olan Türk İran Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Hamid Kian Tebriz Zirvesi ile ilgili verdiği bilgiye göre Toplam sunulan proje sayısı 430 ve projelerin değeri 15 milyar Avro ya ulaşmakta olup yapılan bağlantılara göre 7 milyar Avroluk kısmı kısa sürede başlayacaktır. İki ülke arasında hatta üçüncü ülkelere yönelik tekstil, mobilya, inşaat, makine ve turizm alanlarında büyük ölçüde işbirliği imkanları bulunuyor.

İran özellikle serbest bölgelerde yatırım yapacak firmalara çok önemli kolaylıklar sağlıyor. Bedava sayılacak enerji sunuyor çok düşük fiyatlara arazi imkanı sağlıyor ve önemli teşvikler ve 20 yıla varan vergi muafiyeti tanıyor.

13 Temmuz 2013 Cumartesi

GÜNÜMÜZ ENERJİ DÜNYASINDA KÖMÜRÜN ÖNEMİ HIZLA ARTIYOR-YILMAZ PARLAR

GÜNÜMÜZ ENERJİ DÜNYASINDA KÖMÜRÜN ÖNEMİ HIZLA ARTIYOR
Kömürde yeni gelişmeler var. Günümüzde hızla artan dünya nüfusu, dur durak bilmeyen sanayi faaliyetleri ve hızla gelişen teknoloji karşısında yok olma tehdidi ile karşı karşıya gelen, dünyamızdaki enerji kaynaklarının içinde bulunduğu zorluk yeni kaynak bulmaya ve enerji kaynaklarımızı verimli kullanmamızın yollarını aramamıza neden oldu.




 
Son günlerde Enerji Bakanlığımızın kömür gazıproje çalışmaları başarılı bir şekilde emin adımlarla ilerliyor. Gelecek nesillere ucuz enerji kaynakları bırakmak için artık her imkanıdeğerlendiriyoruz. Amerikalı Allied firmasının, Türkiye’ye 3 milyarlık dolarlık yatırım planı ülkemiz için önemli bir gelişme. Enerjide çeşitlik prensibinin ilk ayağı diyebiliriz. Bakanımız Taner YILDIZ kömür ve kömürün yeni projeleriyle bizzat ilgileniyor artık.
Kömür, amonyum, üre ve sülfirik asit üretmek için Türkiye'de tesis kurmayı planlayan Energy Allied'ın aynı zamanda dizelin alternatifi bir yakıt üretme konusunda da iddialı olduğu bilgisi geldi. Bakanımız Zafer Çağlayan, böyle bir durumda Türkiye'nin yüzde 70'in üzerinde dışa bağımlı olduğu bir alanda iç üretime sahip olacağını ve bu üretimin ham maddesi olarak Türkiye'nin kendi kömürünün kullanılacağını bir kez daha vurguladı.
Gerçektende ithalatı azaltıp, ihracatı artıracak bu tarz stratejik yatırımlar Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltacak ve büyük istihdam sağlayacaktır.
ABD bilindi, bilineli dünyanın birçok bölgesinden değişik, değişik enerjileri ithal eden bir yapı içerisindeydi. Kaya gazı ve kömür gazı başta olmak üzere yerli enerjilerini yerli öz kaynaklarınıdeğerlendiriyor artık. Pek yakında enerji ithalatçısı konumundan çıkacak ve enerji ihraç eden ülke durumuna gelecek. Ekonomik gelişmişliğin ana yapısı enerji maliyetinden geçer prensibi aklımızdan çıkmamalıdır. Var olan enerjilerimizi de en verimli şekilde kullanmamız da çok büyük önem arzetmektedir. Ayrıca kalkınmışlığın prensiplerinden bir tanesi de az enerji ile yüksek verim alabilmeyi oluşturmaktadır.
Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke hakkında yeni yeni enerji çalışmaları bilgileri alıyoruz. Birçok ülke bu işlere kafa yoruyor. Bugünlerde kullandığı enerjileri yeterli görse bile ileriye dönük hamleler yapılıyor. En bariz örneklerden birisi de petrol zengini olarak bilinen Suudi Arabistan’ın güneş enerjisine önemli ölçüde yatırımlar yapmasıdır.
Bugün baktığımız zaman her ülkenin enerji kaynağı var. Bazı ülkelerin de bu kaynaklara erişimi söz konusu değil ama sonuçta dünyada efektif enerji kaynaklarının kıt olduğunu gördüğümüzde tüm dünyada enerji kaynaklarına erişim, bu enerji kaynaklarını kontrol etme, kendi insanlarına bir şekilde bir refah ve kalkınma unsuru olarak sunma konusundaki mücadeleleri ülkeleri çok ciddi krizlerin ve savaşların içine çekiyor.
Petrol savaşları, doğal gaz savaşları, petrol ve doğal gaz bulunan alanlardaki hakimiyet mücadelesi. Bu da bir nevi aslında hayati bir önemi olan, vazgeçilmez bir yaşam bedeli olan enerjinin çok değişik boyutlardaki hayatımıza olan yansımaları.Bazı bilim adamlarının sürekli dile getirdiği küresel ısınma olgusuyla karşı karşıyayız. Bunu dünyamızın geleceği için çok ciddi bir yok olma tehdidi olarak gören, gösteren çalışmalar var. Küresel ısınma ve Kyoto dedikleri bir fiyasko olsa da enerji çeşitliliği ön planda olmak üzere doğaya en az zarar verecek projeleri devreye sokmak önemlidir.
Artan enerji ihtiyacı yeni ve yerli kaynakların devreye girmesi inovasyon uygulamalarına titizlik gösterilmesi ve verimliliğin arttırılmasıyla karşılanabilecektir. Sade bir dille özetlemek gerekirse ülkemizde de günümüzün pahalı enerjisi ancak bu şekilde hem temiz hem de ucuz olacaktır.
KÖMÜR SEKTÖRÜNDEN HABERLER;
Bu devirde kömür mü kaldı şeklinde bazı bilgisi ve izanızayıf insanlar olsa da; Kömürümüzün geleceğin enerjisi olduğu gerçeği gün gibi karşımızdadır. Bu konuda hükümetimizde gereken çalışmaları yapıyor artık. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner YILDIZ ve Ekonomi Bakanımız Zafer ÇAĞLAYAN yerli kömürün startını verdiler. Ülkemiz için hayırlı uğurlu olsun. Yeni tespit edilen yataklarla ülke kömür rezervimizin miktarının sürekli yukarılara çıktığı gerçeği de ayrı bir mutluluk kaynağı olmuştur.Kömür daha uzun yıllar kullanılan enerjiler içerisinde yer almaya devam edecek.
Yeni İTO Başkanımız İbrahim ÇAĞLAR aynı zamanda (ENVER) enerji verimliği derneğinin de başkanı. İTO Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi ve ENVER olarak el ele vererek enerji verimliliği çalışmalarıiçerisinde kömürü de kamuoyuna en iyi şekilde anlatma fırsatı bulacağımız için mutluyuz.
Ayrıca 81 no’lu Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt isimli İTO bünyesinde bulunan meslek komitesinin devamlılığını sağladığımız gerçeği de önem arzetmektedir. Bu komite içerisinde kömürü en iyi şekilde kamuoyuna sunmaya devam etme fırsatını kaybetmedik. Sektör temsilcileri olarak mutluyuz. İTO bünyesinde 81 komite bulunmaktadır. 81 no’lu meslek komitesi de kömürü içine alan Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesidir. 22 Mayıs 2013 seçimleri öncesi yaptığımız kapsamlı çalışmalarla doğru taleplerimizi doğru zamanda, doğru mercilere yaparak; lağvedilen adeta başka komitelere parçaparça serpiştirilen katı yakıt firmalarını (14 adet nace kodu içerisinde) bir araya toplayarak komitemizin devamlılığını sağladığımız içinde, ayrıca kendi adımıza ve meslektaşlarımızın adına mutluluk duyuyoruz.
Aksi takdirde kömürü kamuoyuna sunmaya devam etme fırsatını kaybedecektik.