6 Nisan 2015 Pazartesi

EGD-TÜRKTOB-TSÜAB-BİSAB-TOHUMDA DOĞRULAR-HABER YILMAZ PARLAR

TOHUMDA DOĞRULAR
Doğru bilinen yanlışlar
EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Ekonomi yazarları, TÜRKTOB, TSÜAB, BİSAB, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü gibi, Bilim adamlarını bünyesinde bulunduran örgütlerin Başkanları ve temsilcileri tarafından tohumla ilgili tüm ayrıntılara kadar bilgilendirildiler.
TÜRKTOB, TSÜAB, BİSAB Kamuya çağrıda bulunuyor. “Yetkili ağızdan doğruları dinleyin”.
 -Yanlış bilgi kirliliği yüzünden Ülke Tarımı zarar görüyor.   
-Hibrit (Melez) doğal tohum Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) ile karıştırılmasın
-Kamuoyunda bu konu ile ilgili ‘hibrit tohumlar kısırdır. Çünkü yabancılar, İsrailliler bize satarken bunun genetiği ile oynadılar. Bu tohumlar kısırdır hatda insanı bile kısır yapar gibi çok yanlış bir algı var
-Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) kanunen Ülkemizde yasak çok ağır cezaları var.
-Biyoyakıt - Biyodizel Sanayi maksadıyla bile GDO Tohum kesinlikle kullanılamaz.
Bilim adamlarını bünyesinde bulunduran,tohumla ilgili tüm örgütlerin oluşturduğu konsey ilgili Bakanlıklar ile ve Dünya Tohum Federasyonlarıyla sıkı koordineli çalışmalarını yürütürken doğru olmayan ve eksik bilgilerle kamuda yanlış algılara sebebiyet veren kimselerden şikayetciler. Yanlış bilgi kirliliği yüzünden Türk Tarımı zarar görmektedir.
EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Ekonomi yazarları, TÜRKTOB, TSÜAB, BİSAB, gibi tohumun yetkili örgütleriyle  3-4 Nisan 2015 tarihli Bursa Hilton Hotel Konferans salonda bir araya gelerek iki gün bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdiler. Tesisleri Laboratuarları Hibritleme örneklerini yerinde gördüler. MAY tesislerini gezdiler. Bilim adamlarından yerinde bilgilendirildiler. 

EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği  Başkanı Celal Toprak yaptığı konuşmada özetle Ekonomi Gazeteciler yazarların konuyla ilgili olarak felsefe anlayışın bir parçası sağlıklı üretim, sağlıklı beslenme ve sağlıklı toplum herkesi ilgilendirdiğini, sağlıklı toplumun oluşabilmesi için EGD Ekonomi gazetecileri yazarların payına düşen görevin ulaşabilir yetkili otoriteden gerekli doğruları yanlışları ve eksikleri kamuya duyurmak gibi köprü niteliğinde olduğunu dile getirdi.  

TÜRKTOB ve TSÜAB Yönetim Kurul Başkanı Yıldıray Gençer  Tohumculuk konusunda bilgisi ve yetkisi olmayan kişilerin kamuda yanlış bilgiler verdiğini yanlış olgu ve algılara sebebiyet verdiğini örnek olarak İsrail’den ithal edilen tohumların genetiğiyle oynandığını kısır bıraktığı kromozon sayıları örnekleri bu yanlış iddiları zenginleştiriğini ifade etti.
Aslında bu yanlış bilgiler sadece kamuya yanlış algıyla kalmıyor. İthal edilen tohumun yetkili kontrol mercileri, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Hayvancılık bakanlığı ve Gümrük Bakanlığı gibi Devlet mekanizmasınıda görevini yapamamakla itham ediyor.
TÜRKTOB ve TSÜAB Yönetim Kurul Başkanı Yıldıray Gençer  “Dünya’da Türkiye’de Tohum Ticareti” BİSAB Yönetim Kurul Üyesi Kamil Yılmaz “Ulusal ve Uluslar arası Tohumculuk Mevzuatı”  BİSAB Yönetm Kurul Başkanı Doç. Dr. Yalçın Kaya “Bitki Islahı ve Çeşit Geliştirme” Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsünden  Dr. Emin Dönmez “Yerel Çeşitler ve Genetik Kaynaklar” TÜRKTOB Hakem Kurul Üyesi Yrd.Doç. Dr. Necmi Beşer “GDO” hakkında sunum gerçekleştirdiler. Basının tüm sorularını cevapladılar.
May Tohum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı 

Hamdi Çiftçiler-100 kadar Ziraat Mühendisi 300 civarında çalışanı, yıllık 15.000 tonu aşan tohumluk üretim ve işleme kapasitesi ile tarım sektör yatırımcısı oldukları brifinglerini MAY tesislerini yerinde ziyaretle AR-GE çalışmalarını, teknik, laboratuarlarında sürdürdüler.   .
Kamuyu çok ilgilendiren konu yanlış algı “Hibrit tohumun kısır olgusu  Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) ile karıştırıldığı”  
Yetkili olmayan kişilerin toplumun en hassas konularından yola çıkarak yanlış bilgiyle, “hibrit tohumlardan elde edilen ürünlerden yeniden ürün alınamayacağı ve hibrit tohumların kısırlığa yol açabileceği” şeklinde oluşturulan olgu.
Verilen bilgilere ve yerinde yapılan gözlemlere göre hibritteki anne ve babanın belli olduğu, aynı türle  hibrit (melez) ile Islah edilerek yeni daha üstün özelliği olan daha verimli ürün oluşuyor.

Hibrit tohum elde etmenin maksadı kaliteli ve hastalıklara dayanıklı türleri elde etmektedir.
Son derece sağlıklı ve doğal bir ürün olduğu kesinlikle Genetiği Değiştirilmiş Organizma olmadığıdır.
Kısır algısı hibrit her yıl yenilenmesi gerekiyor. Kesinlikle kısırlıkla alakası olmadığı.
Yerinde gözlem esnasında soru üzerine bilim adamın verdiği cevaba göre farklı iki türden geldiği için aynı tohum birinden birinin özelliğini üründe verebilir. Yenilenmesi lazım hibrit kesinlikle kısır değildir.

31.10.2006 yılında 5553 sayılı Tohumculuk kanunu göre  GDO’lu tohumluk üretimi, ticareti yasaktır. Kullanımı Yoktur. 643 tohumculuk firması vardır. 623 yerli firma 16 yabancı firma 4 ortak firma böylelikle % 97 yerli firmadır. 2013 yılı itibarı ile 126 Milyon dolarlık tohum ihracatı gerçekleşmiştir.İhracatın ithalatı karşılama oranı % 65 seviyelerine yükselmiştir. Ülke 2013 yılı itibarı ile 4,5 milyar dolarlık yaş meyve ve sebze ihracatı gerçekleştirmiş. Kaliteli üstün vasıflı tohumun sayesinde mümkün olmuştur. Firmalar TÜRKTOB ve alt birliklerine üye olmaları mecburi cirolarının yüzde 3'ünü birliğe ödemek zorundalar.
Son yılda Dünyada tohumculuk pazarı 45 milyar dolar. 1 milyar dolarlık ticaret hacmi ile ilk 10'da. Türkiye gelmektedir.
75'ten fazla ülkeye 150 milyon dolar tutarında ihracat, 200 milyon dolar da ithalat yapıyoruz. İsrail’den Tohum İthalatımız 13 Milyon Dolar.
Sektörde, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75'e varmak üzere...
2002'de 145 bin ton sertifikalı tohum üretilirken 2014'te 776 bin ton üretir hale geldik. Bunda bakanlığın verdiği destekler etkili oldu.
 Son söz hedef 1 milyon tonluk sertifikalı tohum üretmek tohum ihracat 500 milyon dolara çıkarmak.

yilmazparlar@yahoo.com

24 Ekim 2014 Cuma

ÜSİM ile TUROB arasında protokol imzalandı-Yılmaz Parlar

TURİSTİK OTELLERİN İSTİHDAM SORUNUNU ÜSİM ÇÖZECEK
Turistik otel ve tesislerinin istihdam sorununu çözmek amacıyla Üsküdar İstihdam Merkezi (ÜSİM) ile Turistik Otel İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) arasında protokol imzalandı.
Üsküdar Belediyesi tarafından işsizlik sorununa çözüm üretmek amacıyla kurulan Üsküdar İstihdam Merkezi (ÜSİM), istihdam alanını Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) ile imzaladığı protokol ile genişletti.
Üsküdar Belediyesi Nikâh Dairesi Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısına, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, TUROB Başkanı Timur Bayındır, TUROB Genel Sekreteri Levent Erdoğan, ÜSİM'den Sorumlu Başkan Danışmanı Ali Çiçek ve çok sayıda basın mensubu katılımıyla gerçekleşti.
“4 AYDA 1021 GENCİMİZE İŞ SAHİBİ OLDU”
Törende konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar İstihdam Merkezi’nin sadece CV ile gelenleri niteliklerine göre alanlara yönlendirmediklerini, vasıfsız olarak müracaat edenler içinde kurslar verilerek nitelik kazandırma çalışmalarının olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu hizmeti ücretsiz sunuyoruz. Sonrasında gencimizi bizden eleman talep eden işverenlerimize birimlerimize yönlendiriyoruz. Biz işveren peşindeyiz. Her gün bir yere gidiyor ve işverenlerle tanışıyoruz. Ülkemizde ki en büyük sorun işsizlik sorunu. Bu dönemde en hayırlı iş bu olacağını düşünüyorum. 15 Mayıs itibariyle ÜSİM'i kurduk. 1 Haziran gibi hizmete başladı. 4 ayda  7 binin üzerinde kişi başvuru yaptı ve bunlardan bin 21 kişiye istihdam sağladık. Hedefimiz 5 Bin kişi."
“SOSYAL BELEDİYECİLİĞİN GEREĞİNİ YAPIYORUZ”
İŞKUR ve KOSGEB ile işbirliği içinde olduklarını belirten Türkmen, “KOSGEB desteğiyle 30 genç girişimciye eğitim verdik. Projelerini KOSGEB’e gönderdik ve 100 bin TL destek ile kendi iş yerlerini açma imkânı sunduk. Türkiye'nin her yerine ne tür eleman gerekiyorsa ÜSİM'den geçmek üzere gençlerimize iş bulacağız. Sosyal belediyeciliğin gereği bence buradan başlıyor. Kumanya, yiyecek giyecek yardımıyla bu iş bir yere kadar. Bu tür arkadaşlara iş bulursanız daha çok yardımcı olursunuz” dedi.
“ELEMAN BULAMIYORUZ”
TUROB Başkanı Timur Bayındır ise eleman bulmakta zorlandıklarını belirterek, “Eleman almak için ilan veriyorsunuz, çevreye haber salıyorsunuz, kimse gelmiyor. Eleman bulma zorluğu içinde kalıyoruz. Bu kadar işsizlik var ancak eleman bulamıyorsunuz burada bir yanlışlık var. Bu sorunu ÜSİM’le çözeceğiz. Turizm insan çalışmadan yapılmayacak olan iş. Biz ÜSİM’in birinci derecede işvereni olabiliriz diye düşündük. Sadece İstanbul için değil, başka illerimizdeki tesislerde de istihdam desteği sağlama imkânımız olacak. İşsizlerle işverenleri buluşturduğunuzda sorunun yüzde 70’i çözülmüş oluyor” dedi.
Konuşmalardan sonra, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile TUROB Başkanı Timur Bayındır arasında protokol imzalandı.

yilmazparlar@yahoo.com

UTİKAD, Ulaştırma Bakanı Elvan İle Bir Araya Geldi-Yılmaz Parlar

UTİKAD, Ulaştırma Bakanı Elvan İle Bir Araya Geldi

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, 85 ülkeden 1.000'i aşan lojistik profesyonelini FIATA İstanbul 2014 Dünya Kongresi’nde buluşturan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD’a çalışmalarından dolayı teşekkür etti.


Geçtiğimiz hafta başarılı bir dünya kongresi gerçekleştiren UTİKAD Yönetim Kurulu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan tarafından kabul edildi.

Ulaştırma Bakanlığı’nda gerçekleşen kabulde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Vekili Talat Aydın, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Erkeskin, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nil Tunaşar ve Yönetim Kurulu Üyeleri Kayıhan Özdemir Turan ile Emre Eldener hazır bulundu.

Kongreye ilişkin bilgileri alan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, büyüyen Türk lojistik sektörünün dünya ile buluşmasına ev sahipliği yapan UTİKAD’a, başarıyla gerçekleştirilen FIATA İstanbul 2014 Kongresi çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

Bakanlık olarak sürdürülebilir politikalara önem verdiklerinin altını çizen Elvan, "Lojistikte Sürdürülebilir Büyüme" temalı FIATA Dünya Kongresi’nin de bu noktada lojistik dünyasına önemli katkılar sağladığını söyledi. Kongrede Dünya Bankası ve FIATA arasında lojistik sektörüne destek sağlamak üzere imzalanan anlaşmanın bu kazanımlara en güzel örneklerden biri olduğunun altını çizen Elvan, UTİKAD’ın eğitim standartlarını tescil ettirerek Türkiye’de FIATA Diploma Eğitimi verme yetkisini almasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. UTİKAD’ın destekleri ile hayata geçirilen ve sektörü sürdürülebilir büyüme noktasında teşvik edecek olan Sürdürülebilir Lojistik Belgesi çalışmasından dolayı da Erkeskin’i tebrik eden Elvan, tüm bu çalışmaların sektörün gelişimi için önemli adımlar olduğunu söyledi.

Lütfi Elvan, UTİKAD’ın tüm taşımacılık modlarında faaliyet gösteren 400’ü aşkın üyesiyle lojistik sektöründe çok önemli bir büyüklüğü temsil ettiğini  işaret ederek, bakanlık olarak UTİKAD’ın sektörün gelişimine yönelik çalışmalarına destek vermeye ve birlikte çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.

Turgut Erkeskin ise dernek olarak Türkiye’nin lojistik potansiyelinin ortaya konduğu ve katılımcılara tanıtıldığı başarılı bir dünya kongresine ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını; 85 ülkeden 1.000'i aşan üst düzey lojistik yöneticilerini İstanbul’da bir araya getirerek sektörün geleceğine ilişkin önemli kazançların ortaya çıkmasına katkı sağladıklarını belirtti.

Erkeskin, özel bir konuma sahip olan ülkemizin “Lojistik Üs Olma” yolunda ilerlediği bu dönemde kamunun önemli altyapı yatırımları yaptığına dikkat çekerek, sektörün sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak için dernek olarak her zaman büyük çabalar harcadıklarını söyledi. Bugüne kadar yürütülen tüm çalışmalarda sektörün Dünya standartlarında gelişmesine, sağlıklı büyümesine ve yeni vizyonlar oluşturulmasına yönelik adımlar attıklarını belirten Erkeskin, aynı işbirliği anlayışı içerisinde çalışmalarına devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

Bakan Elvan ve UTİKAD Başkanı Erkeskin, ziyaret vesilesiyle lojistik ve taşımacılık sektörünün gündeminde yer alan diğer güncel konuları da değerlendirdiler.

UTİKAD Hakkında;
1986 yılında kurulan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD); lojistik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak Türkiye’de ve uluslararası alanda kara, hava, deniz, demiryolu, kombine taşımacılığı ile lojistik hizmetler üreten firmaları aynı çatı altında toplamaktadır. UTİKAD, üyelerine verdiği hizmetlerin yanı sıra, lojistik sektörünün dünya çapındaki en büyük sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu’nun (FIATA) Türkiye temsilciliğini üstlenmiş ve ülkemizi FIATA Yönetim Kurulu’nda temsil etmektedir. Ayrıca Avrupa Taşıma İşleri Organizatörleri, Taşımacılık, Lojistik ve Gümrükleme Hizmetleri Derneği (CLECAT) gözlemci üyesi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Lojistik Sağlayıcıları Dernekleri Federasyonu (ECOLPAF) kurucu üyesidir.

yilmazparlar@yahoo.com

13 Haziran 2014 Cuma

Celal Toprak Artıbir TV’de-Yılmaz Parlar

CELAL TOPRAK EKONOMİYİ ARTIBİR TV'YE TAŞIYOR..
Celal Toprak Artıbir TV’de
 Deneyimli gazeteci Celal Toprak Artıbir TV’ye geçti… Ekonomi Gazetecilere Derneği Başkanlığını yürüten ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapan Toprak Artıbir TV’de hafta içi her gün artık bir klasik haline gelen Yeşil Ekonomi programını yapacak… Yeşil Ekonomi her gün saat 13.00’te ekrana gelecek.



 YENİ TARTŞMA PROGRAMINDA DUYULMAYANLAR BİLİNMEYENLER GÖZARDI EDİLENLER GÜN IŞIĞINA ÇIKACAK. CELAL TOPRAK YAŞADIĞINIZ KENTE GELECEĞİNİZE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYOR.



Ayrıca Salı ve Perşembe akşamlar saat 20.30’da Yeni Arayışlar başlığı ile bir tartışma programı da yapacak…Toprak’ın ekibi ayrıca Kent ve Yaşam adıyla yaşanabilir kentleri içeren bir programa da imza atacak.  Celal Toprak Artıbir TV’de ayrıca icra kurulu üyesi olarak da görev yapacaK.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Haziran 2014 Pazartesi

SOCAR PETKİM YARIMADADA-SOCAR (STAR)RAFİNERİ-KREDİ ANLAŞMA-YILMAZ PARLAR

TÜRKİYE REEL SEKTÖR TARİHİNİN EN BÜYÜK VE EN UZUN VADELİ PROJE FİNANSMANI KREDİSİ ANLAŞMASI İMZALANDI
5.6 MİLYAR DOLARA MAL OLACAK RAFİNERİYE 3.29 MİLYAR DOLAR PROJE FİNANSMANI KREDİSİ SAĞLANIRKEN, 2.4 MİLYAR DOLARLIK KISMI İSE ÖZ KAYNAKLA KARŞILANACAK
SOCAR TÜRKİYE BAŞKANI KENAN YAVUZ: “BABAYİĞİT BİR YATIRIM YAPIYORUZ, ÜLKEMİZİN REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAK, DIŞA BAĞIMLILIĞINI AZALTACAK, İSTİHDAM VE İHRACAT KABİLİYETİNİ GÜÇLENDİRECEK BİR ESER İNŞA EDİYORUZ”
SOCAR BAŞKANI RÖVNAG ABDULLAYEV:  “SOCAR OLARAK TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE İNANIYORUZ VE TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DOĞRUDAN YATIRIMCISI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUZ…”


SOCAR’ın Petkim Yarımadası’nda yürütmekte olduğu 10 milyar dolar tutarındaki Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik ve Dağıtım entegrasyonuna dayalı yatırımların en önemli ayağı olan SOCAR Türkiye Ege Rafinerisi (STAR) için 3.29 milyar dolarlık Türkiye reel sektör tarihinin en büyük ve en uzun vadeli proje finansmanı kredisi anlaşması imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Azerbaycan Cumhuriyeti Enerji Bakanı Natig Aliyev, Azerbaycan Cumhuriyeti Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev, Azerbaycan Devlet Petrol Fonu Başkanı Şahmar Mövsümov, SOCAR Başkanı Rövnag Abdullayev, Petkim Yönetim Kurulu Başkanı ve SOCAR’ın Uluslararası Yatırımlarından Sorumlu Yöneticisi  Vagif Aliyev, Finans Operasyonlarından Sorumlu SOCAR Başkan Yardımcısı Süleyman Gasimov ve SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz’un katılımı ile 6 Haziran 2014 tarihinde Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilen imza töreniyle Türkiye’nin en büyük sanayi yatırımı olacak STAR Rafinerisinin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım daha atılmış oldu.
Gerçekleşen proje finansmanı, kredi büyüklüğü ve vadesi açısından Türkiye’nin bugüne kadarki en büyük ve en uzun vadeli kredi anlaşması olurken, 2014 yılında Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki en büyük petrol ve gaz proje finansmanı operasyonlarından biri oldu.
Azerbaycan ve Türkiye’nin siyasi iradelerinin belirlediği vizyon ve verdikleri destekler sayesinde gerçekleştirdikleri projeler ile iki ülkenin geleceğine katkı koymanın büyük gururu ve onurunu yaşadıklarının altını çizen SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, “Türkiye ve Azerbaycan kardeşlik hukukunun ve stratejik ortaklığının en önemli projesini hayata geçiriyoruz. Rafinerimiz Türkiye tarihinde özel sektör tarafından yapılan ilk rafineri projesi olma özelliği taşımakta olup, son otuz yıldan bu yana gerçekleştirilen en büyük reel sektör projesidir. 25 Ekim 2011 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev ve Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli Petkim Yarımadası’nda atılan rafineri projemize  bugüne kadar öz kaynaklarımız ile yaklaşık 800 milyon dolar harcama gerçekleştirdik. Saha hazırlama çalışmalarımızın yüzde seksen oranında tamamladık, projenin avans ödemesi olan 180 milyon doları bu hafta başında işi yüklenen firmaya ödedik. SOCAR olarak Türkiye kamuoyuna verdiğimiz sözleri birer birer gerçekleştiriyoruz. Ülkemiz sanayisinin kılcal damarlarına nüfuz edecek, rekabet gücünü artıracak, cari açığı aşağı çekecek, ihracat ve istihdam imkânlarını geliştirecek ve 2023 hedeflerine katkı koyacak bir yatırım portföyünü yönetiyoruz. Bugün itibariyle yürüttüğümüz 20 milyar dolar yatırım portföyü ile ülkemizin en büyük doğrudan yatırımcısıyız. İmzalamakta olduğumuz proje finansman paketi, ABD, Japonya, Kore, İspanya ve İtalya Eximbankları ile dünyanın dört bir yanından 17 ticari ve kalkınma bankası ve bir yerel banka olmak üzere, 23 bankalı bir konsorsiyumdan oluşmaktadır. Projemizin en önemli özelliklerinden biri de yüzde yüz yerlileştirme projesi olmasıdır. Rafinerimizde üreteceğimiz 10 milyon ton yıllık rafinaj ürünleri hâlihazırda tümüyle ithal edilmekte ve ülkemiz bu ürünler için yurt dışına döviz aktarmak zorunda kalmaktadır. Rafinerimiz  Türkiye’nin tek petrokimya tesisi olan Petkim’in ihtiyaç duyduğu hammaddeleri üretecek ve Petkim’e teslim edecektir. Bu sayede Petkim’in karlılığı ve rekabet gücü artacak, biz de ülkemizin dış bağımlılığını yapacağımız yeni petrokimya yatırımları ile azaltmaya devam edeceğiz. Petkim Yarımadası’nda yaptığımız ve yapmayı planladığımız yatırımlarla Türkiye Petrokimya sanayisini ve bağlı sektörleri ayakta tutacak, ülkemizin gelişmesine, büyümesine ve toplumun refah seviyesinin artmasına önemli derecede katkı sağlayacağız” dedi.
Rafineri projesi imza töreninde konuşan SOCAR Başkanı Rövnag Abdullayev ise, “SOCAR olarak Türkiye’de gerçekleştirmekte olduğumuz yatırımlar bize büyük bir gurur veriyor; Petkim’in özelleştirilmesi ile başlayan süreçte, bugüne kadar geçen süre içerisinde geliştirdiğimiz ve uygulamaya koyduğumuz projelerimiz ile İKİ DEVLET BİR MİLLET OLMA ÜLKÜSÜNÜ hayata geçirme noktasında büyük adımlar atıyoruz. Petkim Yarımadası’nda Türkiye’nin ilk Kimya Endüstri Parkı olan “Value-Site” projemiz çerçevesinde yürüttüğümüz 10 Milyar Dolar yatırım portföyü ve TANAP projesi ile birlikte ulaştığımız 20 Milyar Dolar tutarındaki yatırımlar ile Türkiye’nin en büyük doğrudan yatırımcısı olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye’nin geleceğine ve kardeşliğimize olan inancımızın en güzel  örneklerini somut olarak hayata geçiriyoruz. Türkiye’de gerçekleştirmekte olduğumuz bu yatırımlarda bizden desteğini esirgemeyen Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve bakanlarına teşekkürlerimi özellikle ifade etmek istiyorum. Rafineri projemiz 2018 yılında üretime girdiğinde, Türkiye’nin ikinci büyük sanayi şirketi konumda olacaktır. 2018 yılında SOCAR Türkiye olarak üç büyük holding arasındaki yerimizi alırken, hedefimiz 2023 yılında Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi konumuna yükselmektir” dedi.

STAR Rafineri Finansman Sürecinde Yer Alan Firmalar

Banco Bilbao Vizcaya Argentaria S.A.
Banco Popular Espanol S.A.
Banco Santander S.A.
The Bank of Tokyo Mitsubishi
BNP Paribas
Caixa Bank

Credit Agricole Corporate Investment Bank
CESCE
Deutsche Bank
JBIC
ING Bank
Intesa Sanpaolo S.p.A
KFW IPEX
The Korea Development Bank
KSURE
Natixis
NEXI
SACE
Societe Generale
Unicredit
USEXIM
Export Development Canada Bank
T. Garanti Bankası A.Ş.


STAR RAFİNERİSİ TEKNİK BİLGİLER:

Kapasitesi: 10 milyon ton/yıl ham petrol
Hammadde: Ural, “Azeri Light” ve Kerkük gibi çeşitli ham petrolleri işleyebilme esnekliği
Rafinerinin Kurulacağı Yüzey Alanı (Yaklaşık): 2.300.000 m2
Rafineri Ürünleri ve miktarları (yaklaşık olarak):
Petrokimya Hammaddesi olarak:
Nafta: 1.300.000 ton/yıl
Karışık Ksilen: 460.000 ton/yıl
Akaryakıt olarak:
Ultra Düşük Kükürtlü Motorin: 4.950.000 ton/yıl
Jet Yakıtı: 1.695.000 ton/yıl
LPG: 261.000 ton/yıl
Diğer:
Reformat: 525.000 ton/yıl
Petrokok: 698.000 ton/yıl
Kükürt: 158.000ton/yıl
Rafineri Ürün Dağıtım Kanalları: 
Rafineri iskeleleri (3 adet)
Kara dolum
Civardaki petrol şirketlerine boru ile dağıtım
Rafineri Ana Yakıtı: Doğal Gaz
Projede kullanılan Çevresel Standartlar: En güncel AB normları
Rafineri Toplam Depolama Kapasitesi: 1.640.000 m3 (yaklaşık)

yilmazparlar@yahoo.com

5 Haziran 2014 Perşembe

MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu’ndan,Uyumsoft’a ziyaret-Yılmaz Parlar

MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu’ndan,
Uyumsoft’a ziyaret
 Merkez ofisi YTÜ Teknoparkı’nda olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’yi, geçtiğimiz gün, MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu yönetim kurulu üyeleri ziyaret etti.
Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, YTÜ Teknopark AŞ Genel Müdürü Dr. Mahmut Karaman, MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkanı Bekir Sami Nalbantoğlu, Başkan Yardımcısı Fahrettin Oylum, Başkan Yardımcısı Mehmet İhsan Taşer, Genel Koordinatörü Ali Halit Demirtaş, Yönetim Kurulu Üyeleri Atila Özkök, Nihat Öter, Ali Süreyya Ecevit ve Kuntay Nalbantoğlu katıldı.
YTÜ Teknoparkındaki firmalar, rotayı yurtdışına çevirdi
YTÜ Teknopark’ında 230 firmada 2 binin üzerinde mühendis ve ar-ge insan kaynağının olduğunu ifade eden YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, şunları söyledi:
“YTÜ Teknopark’ında farklı yetkinlikleri olan başarılı firmalarımız var. Bu firmalarımızın güçlerini birleştirerek, uluslararası büyük projeleri alabilmeleri konusunda önlerini açmayı hedefledik. Teknoparkımızın bünyesindeki firmalar ile de yurtdışı ziyaretlerine başladık. Geçtiğimiz günlerde Dubai’ye gittik. Amerika, Almanya gibi diğer ülkelere de ziyaretlerimiz olacak” dedi.
YTÜ’nün beyin göçünü tersine çevirmekte olduğunu kaydeden Prof. Dr. İsmail Yüksek, yurtdışında yaşayan Türk bilim insanlarını YTÜ’ye transfer etmekte olduklarını söyleyerek, önümüzdeki dönemlerde de, Amerika, Almanya, Hindistan, Pakistan gibi dünyanın dört bir yanından farklı uzmanlıkları olan yabancı bilim insanlarını, YTÜ öğrencilerine eğitim vermeleri için YTÜ’ye transfer etmeye başlayacaklarını açıkladı. Kuluçka merkezlerine büyük önem verdiklerini anlatan Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, şuan YTÜ Teknopark’ında 35 olan kuluçka firması sayısını, önümüzdeki 1 yıl içinde 100’e çıkartmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
 Yerli yazılım sektörü ‘tüketici olmaktan çıkıp net üretici’ olmayı hedefliyor
 Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi noktasında kaldıraç etkisi yaratan yerli yazılım sektörünün ‘tüketici olmaktan çıkıp net üretici’ konumda olması gerektiğini vurgulayan MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu Başkanı Bekir Sami Nalbantoğlu, şunları kaydetti:
“Yerli yazılım firmaları olarak son 25 yılda ciddi bir bilgi birikimi, tecrübe ve kalifiye insan kaynağına sahibiz. Ülkemizin yanı sıra, global pazarlardan aldığımız pazar payının artması noktasında, bilgi teknolojilerinde faaliyet gösteren yerli firmalar olarak, Afrika’da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanına gidiyoruz. 2023 hedeflerine ulaşabilme noktasında, bilgi teknolojileri sektörü olarak GSMH’dan aldığımız %1 payın, gelişmiş piyasalar düzeyi olan %3’e çıkartmamız önemlidir. Diğer bir değişle, şuan yaklaşık 8 milyar dolar olan bilgi teknolojileri pazarının en azından 20 milyar dolara çıkması demektir. Hedefimiz iç pazarda yerli yazılımın pazar payını artırırken; bilgi teknolojileri sektörünün ihracat oranının artırılmasıdır. Devletimizin sektör için sağladığı çok ciddi teşvik ve destek paketleri var, fakat bunların etkinliğini artırabilmek için ek sektörel politikalar geliştirilmesine, teşvik ve desteklerin uygulanabilir bir kurallar zincirine bağlanması gerekmektedir. Talebimiz ek teşvik ve destekler değil, hali hazırdaki teşvik ve destekler korunurken, yerli ürün ve hizmet sağlayan firmaların ön plana çıkarılarak etkinliklerinin artırılmasıdır” diye konuştu.
YTÜ Teknoparkı ziyareti sırasında, işbirliği imkanlarını değerlendirdiklerini de anlatan Bekir Sami Nalbantoğlu, yerli bilgi teknolojileri sektörünün kendi arasında yaratacağı sinerji ile global pazarlarda daha fazla söz sahibi olabileceğini belirtti.
 Teknoparklar ‘strateji üretme merkezleri’ olmalıdır
 Teknoparkların ar-ge ve inovasyonun sürekli konuşulduğu merkezler olduğunu ifade eden Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:
“Teknoparklar, ar-ge ve inovasyon konusunda doğal kümelenme merkezleridir. Ülke olarak bilişimde büyümek için; sektör örgütsel bakış açısıyla yeniden dizayn edilmelidir, ya da şirketler kendi içlerinde eko-sistemlerini oluşturmalıdır. 2023 hedeflerine ulaşılması, bu eko-sistemlerin gücüyle oluşacaktır. Yeni ar-ge’lerin, yeni projelerin konuşulduğu ve hızlı etkileşimin olduğu teknoparklar; strateji üretme merkezleri olmalıdır” şeklinde konuştu

yilmazparlar@yahoo.com

12 Mart 2014 Çarşamba

Çanakkale Şehitleri Anıtı Philips LED teknolojisi ile aydınlatıldı -Yılmaz Parlar

   

Ulusal tarihimizin en önemli simgelerinden olan Çanakkale Şehitleri Anıtı Philips LED teknolojisi ile aydınlatıldı 


Dünya çapında birçok şehir ve ülke simgesini aydınlatan Philips,  Gelibolu Yarımadası’nda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli simgelerinden olan  Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın LED aydınlatma projesini gerçekleştirdi.  


I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları’nda hayatlarını kaybeden 253 bin Türk askeri anısına yaptırılan Çanakkale Şehitleri Anıtı, Philips tarafından anlam ve hikâyesine uygun olarak aydınlatıldı. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın aydınlatma projesinde kullanılan LED projektörler sayesinde anıtın gece görsel olarak daha etkili bir şekilde aydınlatılmasının yanısıra  enerji verimliliği sağlanması   hedeflendi.
Yeni proje hakkında bilgi veren Philips Türkiye CEO’su Göktuğ Gür, “Paris’teki Eyfel Kulesi’nden, Londra’daki Big Ben’e; İstanbul’daki boğaz köprülerinden Atina’daki Akropolis’e kadar dünya çapında birçok aydınlatma projesine imza atmış bir şirket olarak şehir ve ülke simgelerini aydınlatarak referans projeler gerçekleştirmek bizim için çok önemli. Bu kapsamda, Türkiye tarihinin de önemli bir simgesi olan Çanakkale Şehitleri Anıtı’nı aydınlatmak bizim için  oldukça gurur vericidir” dedi.

Aydınlatma projesi yapılırken nelere dikkat edildiğini anlatan Gür, “Çanakkale Şehitleri Anıtı’ndaki her bir eserin taşıdığı anlam ve tanıklık ettiği tarih, Philips’in yeni aydınlatma projesi ile desteklenerek anıtın gündüz var olan ihtişamının gece de ortaya çıkarılması amaçlandı. Proje ile  enerji verimliliği sağlanırken akşam saatlerinde yaşanan güvenlik endişesi ortadan kaldırılarak ziyaretçi sayısı da artırıldı. Tercih edilen armatürlerin birçoğunun LED olması sebebiyle milli bayramlar ve özel günlerde farklı ışık ve renk senaryoları sunarak sisteme esneklik de kazandırıldı.  Aynı zamanda projede kullanılan Philips LED çözümleri GPRS ile entegre edilerek internet erişimi olan herhangi bir yerden aydınlatma senaryolarının kontrol edilebilmesi sağlandı. Ortaya çıkan aydınlatma konseptiyle mekânın tarihsel kimliğine katkıda bulunuldu, bunun yanı sıra gündüz olduğu kadar gece saatlerinde de eserlere dikkat çekilmesi sağlandı” diye konuştu. 
 LED teknolojisinin şehirlere kimlik katmadaki rolünü anlatan Gür, “Tüm dünyada şehir ve ülke simgelerinin birçoğu LED teknolojisi kullanılarak aydınlatılıyor. Philips olarak Türkiye’de bu konuda birçok LED’li aydınlatma projesi gerçekleştirdik. Bursa Ulu Camii, Emir Sultan Camii, Bursa ve İzmir Saat Kuleleri, Istanbul Boğaziçi köprüleri, Kuleli Askeri Lisesi, Ankara Tren Garı bunlardan sadece birkaçı. Çanakkale Şehitleri Anıtı gibi tarihi bir öneme sahip yapıyı aydınlatmak bizim için çok büyük bir gurur kaynağdır” dedi. 
LED teknolojisinin avantajlarından bahseden Gür, “LED, elektriğin icadından bu yana, aydınlatma sektörünün tanık olduğu en önemli buluş. Standart bir lambanın ömrü 1000 saat, bir kompakt floresanın ömrü en fazla 10.000 saat civarlarında beklenirken; doğru üretilmiş bir LED’li üründe ömür 50.000 saat civarında. Geleneksel lambalara göre LED lambaların 15 katın üzerinde uzun ömürleri sayesinde işletmeler sık değiştirme maliyetlerinden tasarruf edebildikleri gibi 1-2 yıl içerisinde ilk yatırımlarını amorti edebiliyorlar. LED lambaların civa içermemeleri, daha az ısınmaları, UV ve IR gibi zararlı olabilecek ışın yaymama gibi avantajları da yaşadığımız çevreye ve doğaya önemli katkılar sağlıyor. Bu avantajlar  tarihi ve kültürel mekanların aydınlatmasında LED teknolojisinin daha  fazla tercih edilmesine de  neden oluyor” diye konuştu.

 Philips’in gerçekleştirdiği projede abidenin 40 metrelik dört ayağının her bir yüzü LED projektörlerle aydınlatıldı. Anıtın solda kalan ayaklarına Türk bayrağı sağda kalan ayaklarına ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri yansıtıldı. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren projektörlerle vurgulandı. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirildi. Anıt dışında tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar da aydınlatılarak abide ile tören alanı arasında bağ kuruldu ve karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlandı.  Abidenin bahçesinde bulunan ‘Yaralı Asker’ ve ‘ Mustafa Kemal Çanakkale’de ’ anıtları doğal beyaz LED ışık kaynakları ile aydınlatılırken 45 metre uzunluğundaki Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklar ile aydınlatma sistemi kullanılarak vurgulandı. Böylece koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler etkili bir biçimde ortaya çıkarıldı. Son olarak, Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip  ‘Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı bir aydınlatma armatürü yerleştirilerek, eser renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirildi. Işıklı miğfer ile Çanakkale Savaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlandı. 
Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Royal Philips  (NYSE: PHG, AEX: PHIA) sağlık, aydınlatma ve tüketici ürünleri sektörlerinde sunduğu güncel yenilikler ile insanların yaşamlarını iyileştirmeye odaklı bir Sağlık ve İyi Yaşam şirketidir. Merkezi Hollanda'da bulunan Philips'in dünyada 100’den fazla ülkede toplam 115 bin çalışanı bulunmaktadır. 2013 yılında  23,3 milyar Euro tutarındaki satışlarıyla şirket, kalp sağlığı, akut bakım ve evde sağlık bakımı, enerji verimli aydınlatma çözümleri ve yeni aydınlatma uygulamaları ile  erkek tıraş ve bakım ürünleri  ve ağız sağlığı  ürünlerinde pazar lideridir.   

Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Genel Bilgiler;
Abide: Abidenin 40 metrelik 4 ayağının her bir yüzü RGB LED ışık kaynaklı Color Reach Powercore LED projektörlerle aydınlatılmış olup, anıtın dört bir yünündeki solda kalan ayaklara Türk bayrağı, sağdaki ayaklara ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri ProFLood Gobo ile yansıtılmıştır. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren Deco Flood projektörlerle vurgulanmıştır. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirilmiştir.
Abide’ye giden ağaçlı yol: Tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar Color Burst Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Böylece ağaçlar gece daha dikkat çekici bir hal alırken aynı zamanda karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlanmıştır. Aydınlatma sayesinde abide ile tören alanı arasında da bir bağ kurulmuştur.
Rölyefler ve diğer anıtlar: Yaralı Asker ve Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı doğal beyaz LED ışık kaynağına sahip eW Compact Reach Powercore armatürlerle dört bir yönden, 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşlarında kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklarla eW Blast Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler yeni aydınlatma projesi ile etkili bir şekilde vurgulanarak ortaya çıkarılmıştır.
Türk Bahçesi: Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı RGB Color Blast Powercore yerleştirilerek renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirilmiştir. Işıklı miğfer ile Çanakkale Şavaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlanmıştır.


yilmazparlar@yahoo.com